Serpil ÇALIŞKANOĞLU


Ben Türk müyüm, Alman mı?

Ben Türk müyüm, Alman mı?


İnsansın kızım.

Yabancılarda insan mı?

Bunları soran küçük bir kız çocuğu...

Anne şaşkın bakıyor 

Ne diyeceğini tam bilemiyor...

Çocuk cevapsız kalınca;

 “Arkadaşım bana sen yabancısın” dedi.

Anne uzun bir konuşma yapsa çocuk anlamayacak...Kısaca anlatmaya çalışıyor...

“Her birimizin saçı ayrı,teni ayrı bazen konuştuğumuz dilde ayrı senin arkadaşların gibi ama birlikte oynadığınızda çok keyif alıyorsunuz ve hatta yeni gelen arkadaşınız hiç Almanca bilmiyor siz onu anlıyor ve ona yardım ediyorsunuz değil mi kızım” diye dili döndüğünce izah etmeye çalışıyor...

Çocuk memnun “ yabancı olmak kötü değil o zaman” diyor...

 

Başka bir gün  bir konuşmada kendini ve sorununu anlatan genç kız; 

“Erkek arkadaşım ailemi pek onaylamıyor...

Neden peki?

Babam Kürt olduğu İçin!

“Nasıl yani”diyorum.

Susuyoruz...


Zihinlerde ki ön yargıları kırmak ne kadar güçmüş...
Kapalı olduğu İçin bazı mekanlarda istenmeyenlerde var hani konsepte uymuyor diye...

Veya giydiği elbise yüzünden “aramızda ne işi var bakışlarına maruz kalan” bir kadın...

“Irkçılık”deyince sanki tek bir ırka yapılan bir haksızlık gibi geliyor.Oysa erkeğin kadına,güçlünün,güçsüze,kendisine benzemeyene...

Kendi dilinde konuşmayana,kendi gibi düşünmeyene,aynı şeylere inanmayana,hatta statü olarak aynı seviyede görmediği insana uygulanan o kadar çok konuda ayrımcılık var ki...

“Tatlı dil yılanı deliğinden” çıkarır.Şu sıralar zehir saçan dil moda...

“Dilin kemiği yoktur” derler.insanın dilinin kemiği üslup hoşgörü  saygı olmalı...

Düşünsenize hayatta tüm insanların size benzediğini,sizin gibi davranıp,yiyip içtiğini...
Tek renkle dolaştığınızı...

Gökkuşağını seviyoruz ama nedense bu renkliliği hayatımızda insanlar olarak düşündüğümüzde, katlanamıyoruz bizden olmayana...

“Ben ırkçı değilim” diyen insanın bir olaya,duruma maruz kaldığında ruhunun derinliklerinde nasıl gizli kalmış 

Irkçılık çıktığını her gün farklı şekillerde yaşıyoruz...

Yaşadığımız şu dönem insana verilen korkular “önce ben ve benim ırkım”mantığı “Almanya,da ve birçok ülkede kendini gösteriyor...

Yoldan geçerken omzunuza çarpıp içinden homurdananlar,sokakta laf söyleyenler,başka ülkeleri eleştirip kendi ülkelerinde ki haksızlığı görmeyenler...

Evlerimizde dünyada ne olup bittiğini anlamadan beklerken,yanında ki komşuna ihtiyacın olduğunu fark etmiştik.İnsan işte her şeyi çok  çabuk unutuyor...


Martin Luther dediği gibi;

Kuşlar gibi uçmasını, balıklar gibi yüzmesini öğrendik Ancak bu arada çok basit bir sanatı unuttuk; kardeş olarak yaşamayı.

Belki bir gün olur...

Belki...

Adıyaman

09.05.2024

  • İMSAK 03:40
  • GÜNEŞ 05:15
  • ÖĞLE 12:28
  • İKİNDİ 16:17
  • AKŞAM 19:31
  • YATSI 21:00

"Hakan Berk: Türkiye'nin Sanatçısı ve Siyasi Arenada Ses Getiren Şarkısıyla Gönülleri Fethediyor!"

"Mucize Çocuk Yelda Başaran: Sağlık Mücadelesinden İlham Dolu Bir Yaşama"

Hamburg'da Mahkeme: 2020/21 Yıllarındaki Maaşlar Anayasaya Aykırı

Ekin Akkaş'ın Diyarbakır'da Şarkı Lansmanı: Memleket Sevdasıyla Ongözlü Köprüde Coşkuyla Karşılandı

"Afra Eimsbüttel" Türk Restoranı Açıldı!

DİTİB Erding Mevlana Camii Cafer Kırcı’yla Güven Tazeledi