Düşünmenin yöntemi soru sormaktır.
Düşünceleme ile sorular birbiri ardına geldiğinde,
Cevaplar aramak beynimizi zinde tutar.
Kendi iç mekanizmasında kesişen, ayrışan, çelişen birçok konu sorularla çözüme ulaşır.
Soru sormak; dünyayı anlamak, araştırmaktır.
Monologlar, içli konuşmalar, dış dünyada konuşmaya cesaret edilemeyen konuları bize açar.
Bir tohum gibi yeşeren düşünceler zamanla gelişir.
Okumak, değerlendirmek, kendini inandırana kadar tartışmak insanın dürtüsüdür.
İçsel gerileme ulaşmadan, iki uçtaki fikir ayrılıklarını değerlendirmeden kapsamlı bir düşünüş gerçekleşemez.
İki uç düşüncedeki elektriksel gerilimin, direncin kırılması için ikna edici bir sonuç gereklidir.
Sorularla hipotez oluşturmak, bunu kanıtlayana kadar çalışmak bilimin temelinde yer alır.
Bilim daha önce sorulup kanıtlananların üzerine yeniden oluşturulan bu sorularla gelişir.
Sorular insanı, insanlığı bir noktadan alır ve yüksek bir bilinç düzeyine ulaştırır.
Sorular hayatımızdan eksik olmasın.
Esen Kalın.