Markete giriyorum, genç bir kız kasada ellerini başının arasına almış, endişe ile “İyi misin?” diye soruyorum. Yüzündeki maskeden duyguları pek anlaşılamasa da vücut dili ile şaşırıyor, “Nefes alamıyorum. Bu dönem biter mi? Bitmez herkes hasta. Psikolojik kafayı yedik.” diyerek kendi kendine cevap veriyor. Başka müşteri gelene kadar kısa bir sohbet ediyoruz. Umutsuzluk, panik atak, korkular, kalp rahatsızlıkları, sürekli hasta olmalar, ilişkilerde yaşanan sorunlar had safhada.
Her gün farklı ülkeden, farklı insanlar geliyor çalıştığım yere, uzaktan seanslar yapıyorum ve görüyorum ki hayata sürekli kızarak, öfkelenerek endişe ile yaşıyoruz. Zihin sünger gibi çekip bize düşündüğümüzü geri yaşatıyor.
Biraz kendimize bakalım. Örneğin ruhsal olarak takıntılı bir kişiliğiniz varsa bugünü değil, sürekli geçmişi düşünerek, “Keşke!” diyerek yaşıyorsanız, doyumsuzluğunuz varsa hayatın güzel yanlarını değil, tam tersine korkularınızı yaşatıyorsanız (Param olmazsa, hasta olursam, yalnız kalırsam.) gibi daha binlerce korkunuz varsa.
En çok Allah’a inandığımızı söyleriz ama ona bile güvenmeyiz. Sürekli korkunun olduğu yerde güven ve huzur olabilir mi? Yaşama dair memnuniyetsizlik. Doymayan istekler. O kadar seçim var ki daha biz seçerken yoruluyoruz.
Kendimizi sürekli eleştirmek. Sanki bize yabancı sevmediğimiz, onaylamadığımız biri ile içimizde yaşıyoruz. Kızıyoruz, öfkeleniyoruz, eleştiriyoruz. Dışarıya tozpembe resimler verirken içimizde karanlık bir yanla savaş hâlindeyiz.
Tüm bu olumsuzluklar arasında nasıl güzel hissedilebilir ki?
KİMSE HASTA OLMAK İSTEMİYOR
Peki, beslenmemize ne kadar dikkat ediyoruz?
Beden bize hizmet ediyor, 24 saat değil, ömür dediğimiz zaman diliminde. Onun ihtiyacı olanı veriyor muyuz? Örneğin midemizi bir öğütme makinası gibi kullanıyoruz. İşlenmiş gıdalar, hareketsizlik sigara (Ayrıntılı yazmıyorum zararlarını.). Aldığımız hava ve yanlış solunum (Nefesi doğru alıp vermek bizi birçok hastalıktan koruyacaktır.). Kullandığımız bilinçsiz kozmetik ve temizlik ürünleri.
ZAMAN BİLİNÇLİ YAŞAMA ZAMANI
Kendini vücudunu iyi tanı! Sana iyi gelmeyen şeylerden arın! Bu enerjini çeken insanlar veya ortamlar dâhil olmak üzere hayatı basit ve en aza indirerek yaşa! Hayata dair umudun olsun bunun için bir şeye bağlan!
Mesela birilerine yardım etmek, yeni bir şeyler öğrenmek, bildiklerini pekiştirmek, değişim, inandığını gerçekleştirme çabası ve daha birçok konu.
Bilinçaltını doğru kullan! Bir kriz anında öfkelenmeniz, üzüntü içinde olmanız stresli hissetmeniz, karar verememeniz çok normal fakat duyguyu gözlemleyerek ve yaşamasına izin vererek akışta kalmayı tercih edin! Zihni yönlendirmezsek vesvese üretmeye bayılır.
Dünya kurulduğundan bu yana savaşlar, kıtlık, afet, hastalıklar yaşadı. Yalnızca bize dokunmadığı sürece izledik, uzaktan seyrettik. Şimdi bir dönemi biz yaşıyoruz ve ortak bilinçle bunu aşacağımızı düşünüyorum.
Önemli olan, koşullar değil, seçimlerinizdir. İyi ve güzeli düşünerek iyi hissetme imkânınız var. Kötüyü düşünerek durumu daha kötü yapmaktan öteye gidemiyoruz yani neye inanıyorsak onu yaşatıyoruz. Birlikte daha güzeli yaratmaya ne dersiniz?