Songül Şahin

Tarih: 31.05.2024 11:46

Hayvan Hakları Sadece Köpeklerle mi Sınırlı?

Facebook Twitter Linked-in

 

Hayvan hakları deyince eminim büyük çoğunluğun aklına sadece köpekler gelmiştir. Oysa evrenin en güçlü canlıları olan biz insanların merhametine o kadar çok canlı emanet edilmiştir ki… Yeryüzündeki tüm hayvanlar. Aklımıza gelenler de gelmeyenler de. Kedi, tavuk, inek vesaire vesaire... Aynı zamanda hayvan olmayıp da canlı olan tabiat varlıkları da bizim merhametimize bırakılmıştır. Onların kaderi, biz ne istersek o olacaktır... Hem çok güzel bir sorumluluk, çünkü öyle ya biz onların sahipleriyiz, hem de çok acı, çünkü onca güzel, tatlı, şirin şey bizim merhametimize bırakılmış. Ve maalesef hayvan hakları deyince de akıllara sadece köpekler geliyor. Eti yenilmediğinden mi ciddiye alınmıyorlar acaba...

İşte Türkiye ve Almanya'da Hayvan Hakları Farklılıkları

Bu başlık altında size birbirleri ile iyi yönden yarışan iki ülkeden bahsetmek isterdim. Ama bu maalesef mümkün değil zira görünürde öyle bir şey yok. Olmayan bir şeyin üzerine de yazılmaz elbette.

Almanya ve hatta Avrupa köpeklere adeta aşıktır. Tüm marketlerde uzun raflar boyunca yiyecekleri vardır. Köpeklere giydirilecek minik süslü kıyafetler, takılar, mamalar, vitaminler... Sabah erkenden köpekler sahipleri ile sokakta tur atarlar. Sabah erken saatlerde gezdirilmezlerse stresten çok havlarlar çünkü. Çok şükür ki biraz sesleri çıkıyor. Gelin görün ki diğer tüm hayvanlar stres içinde yaşıyor. Tavuklar küçücük kümeslerde, inekler sıra halinde bir demire bağlı olarak birer metrelik kıpırdama alanları ile yaşıyorlar... İnsanların merhametine emanet edilmiş halleri bu. Önce acımasızca davranıp, sonra soframızda gülerek yiyoruz. Bir de yumurta satılırken üzerlerinde serbest yürüyüş yapan tavuklardan çıkma yumurtalar diye de etiket vardır. Yani serbest yürüyemeyen tavukların da varlığı kabul edilmiş oluyor. Sırf bize yumurta versin, etinden yararlanalım diye bir tek nefes alma hakları ellerinde kalmış. Onları yesek ne yemesek ne! O kadar mutsuz, stresli nefes almış bu canlıları yemesek zaten çok daha iyi. Köpek haricinde tüm hayvanların kaderi Avrupa'da böyledir. Ama nedense Türkiye'den daha hayvanseverlerdir. Asla değildirler. Bizim dağlarımızda inekler, koyunlar adeta şarkı söyleyerek yaşar. Tavukların civcivlerin sesleri kulaklarımıza neşe katar.

O Halde Neden Türkiye İmajını Bu Kadar Israrla Yerlere Seriyor?

Gerçekten çok şaşırıyorum. İneklerimizin, koyunlarımızın, kuzularımızın başına dağda mutlu mesut büyüsünler diye insan koyuyoruz. Gelip bir köpeğe sahip çıkamıyoruz. Bununla birlikte tüm imajımızı yerle bir ediyoruz! Sahiplenmeyen köpekleri uyutmak nedir, hangi vahşi duyguların dışa vurulmuş planlaması ve halidir bu? Türkiye'de insanlar şu an nasıl köpek baksın? Kendilerine bakamıyorlar. İnsanların bunu yapamayacağı bilindiği halde kararı onlara bırakmış gibi yaparak, çok yazık edilecek köpeklere. Ayrıca yok etmek çözüm müdür? Yani eğer bu bir çözümse, ilgili bakanlığa nitelikli birilerini almaya hiç gerek yok. Her sıradan insan bu çözümsüzlüğü düşünür. Ama istenirse, biraz uğraşılırsa bir çözüm tabii ki bulunur. Mesela ilgili bakanlığa toplumda hayvan hakları ile ilgilenen gerçek hayvanseverlerden biri getirilebilir. İşini seven birinden ancak çözüm gelebilir. Tamer Karadağlı'nın tiyatronun başına getirilmesi gibi mesela. İlla meclisten olmasına gerek yok. Tabii bu kişi gerçek bir hayvansever olmalı. Yoksa yok etme düşüncesi toplum ile bağdaşır. Bu da yavaş yavaş bizim bir parçamız olur. İlerleyen tarihlerde ise böyle anılacağız. Hem bizlere hem de köpeklere yazık olur.

Biz hayvanları tüm Avrupa ülkesinden çok daha fazla seviyoruz. Onlarla iç içe yaşıyoruz. Bu kadar gerçekçi yönlerimiz varken lütfen kendimizi acizliğe teslim etmeyelim. Örnek olacak durumlarımızı düşünüp ona göre karar alalım. Biz toplum olarak köpeklere hep haram tarafından baktık, sevemedik. Ama onların hakları da biz insanların eline verilmiş. Bu bulunan çözüm yolu acaba helal mi? Lütfen el birliği ile bu kararı durdurup yerine bizim örnek olan tarafımıza yakışır bir karar alalım.

Sevgilerle...

 

 

 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —