Mustafa Remzi Özbadem

Tarih: 20.03.2024 12:52

KADIN

Facebook Twitter Linked-in

ERKEK.

Erkek hegemonyası altındaki dünya neredeyse tamamında topla, tüfekle ya da ticari savaşlar ile içten içe yanmakta. Bitiyor günden güne. Sorumlusu: bir erkek olarak çekinmeden, rahat bir şekilde söyleyebilirim ki %99 erkekler. Kadınları aşağılayıcı, cinsiyetçi söylemler ile kendi bulanmış dosyalarına, sorumlu olarak etiketlemeye çalışan erkek imparatorluğu aslında erime dönemine girdi. Bitişe yakılmış ateş bile sönüyor. Halbuki...

KADIN.

Tükenmiş erkek sendromu yerini kendini bulmuş, daha doğrusu dibi görüp yukarı bilinçli ve daha güçlü bir şekilde çıkan kadın hareketine bıraktı. Ekonomik özgürlükler ile kendine gelmeye çalışan kadın hareketi zaman zaman erkek pusuları içinde hain saldırılar ile sendelese de yürüyüşe devam edebiliyor. Aslında erkeğin, kadına tepkisi iktidar sarılması. Yani kıskançlık. Güç kaybı ile yaşanan psikolojik yıkılış. Dışarıya vurulurken de anlamsız bir karakter oluşuyor karşınızda. Bu da akşam haberlerine tecavüz, yaralama ve bazen ölüm ile sonuçlanan anlar olarak yansıyor. Bir kadına kıyarken erkek; gözlerinin önüne kızını, annesini getirebilme yeteneğine sahip olmadığı için suçu Hanibal modunda işleyebiliyor çoğunlukla. Her ne kadar bu erkeği de bir kadının doğurup, büyütmüş olması kısmı ile akılları biraz karıştırsa da konu bir can alma olduğu için ayrı bir platformda kalmasını isteriz "analık ve yetiştiren katil evlatlar" kısmının.

ALDIĞIM DERS.

Babam sokakta el ele gezerken gördüğü kız arkadaşımın benim için ne anlama geldiğini sorduğu zaman utanarak, sıkılarak cevaplayamadığım o anımı şu güzel cümle ile anlamlandırdı. "Kız kardeşine başkasının ne yapmasını istiyorsan, başkasının kızına da onu yap oğlum..." Tam onikiden vurmuştu babam beni. Başkasının, kız kardeşime neyi yapmasını isteyebilirim ki bunu bana söyledi? Tabii ki onu sevsin isterim. Mutlu etsin isterim kız kardeşimi. Mesaj alınmıştı.

BIRAKIN DÜNYAYI KADINLARA...

Evet! Önce saygı gösterin kadına. Kabul edin kadınlığını, varlığı ile. Bir elmanın iki ayrı parçası olduğumuzu söyleyen klasikler de olduğu gibi kuru kuruya kalmadan, bir güne sıkıştırılmış saçma aşk seremonileri ile değil ama. Ve bırakalım biz erkekler: Kadınlar dünyayı yönetsin. Devletleri, meclisleri, kulüpleri, mahalle muhtarlıklarına kadar boşaltalım her yeri. Savaşları belki de ilk onlar bitirir. O uzun taşıma ve zorlu doğumlarından sonra kucaklarına alıp, mutluluktan gözleri yaşara yaşara öpüp, büyüttükleri evlatlarını biz erkeklerin yarattığı savaşlarında daha fazlası ölmesin diye savaşmayı yasak ederler. Gül kokar, kan kokusu yerine dünya. Dantelli meclislere alışmamız gerekebilir, kısır partileri. Çay saatleri. Savaş olmasa da daha fazla laf kavgaları. Belki de bir Müge Anlı Bakanlığı açılır meclise. Kaynanalar da askere gitsin yasası. Daha az futbol için yasalar. Ve dahası.

– Daha çok kadın ve daha çok dantelli günlerimize!


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —