' Zafer Özpolat ile Pazar sohbetleri ' Röportaj serimizin bu haftaki konuğu Hamburglu Müzisyen Yücel Acar müzik yaşantısını gazetehamburg'a anlattı
Röportaj: Zafer ÖZPOLAT
Sizi tanıyabilir miyiz? Müzisyen Yücel kimdir?
1970 Zonguldak doğumluyum. 13 yaşından itibaren müzikle iç içe büyümüş ,1993 yılında Almanya’ya gelmiş bir vatandaştır. Diyebilirim.
Almanya’ya gelmeden önce Türkiye’de ne yapıyordunuz?
Almanya’ya gelmeden önce müzik yapıyordum. Yaklaşık 1982-1983 yılları arasında Zonguldak’ta müziğe başladım. 1987 yılında Halk Eğitim Merkezi’nde usta öğretici olarak 6 yıl görev aldım. O yıllarda Türkiye’de en usta küçük öğreticisiydim. Yine o dönemde yetiştirme yurtlarında, Çocuk Esirgeme yurtlarında çocuklara müzik dersi veriyordum. Bu görevi 1993 yılına kadar yaptım. Devlet bana maaş veriyordu. Zonguldak’ta halk dansları ve müzik dünyasında popüler bir isimdim. Daha sonra Almanya’ya geldim. 1-1,5 yıl orada burada müzik yapmaya çalıştım. 1995 yılında Hamburg’da Üsküdar restaurant vardı. Orada müzik yapmaya başladım. Hamburg’da müzik yaşantıma burada başladım. Yaklaşık beş yıl çalıştım. Restaurant yandıktan sonra müzisyen Murat kardeşimle kendimize bir yol çizelim diye düşündük ve zaman geçmeden Grup Mavilim müzik grubunu kurduk.
Grubunuzun adı neden Mavilim?
Bu adın ilginç bir esprisi vardır. 2001 yılında grubumuzu kurduğumuz zaman müzisyen Murat kardeşim ile birlikte altı ay isimsiz çalıştık. Murat/ yücel diye sahneye çıkıyorduk. Murat kardeşim o dönemde Türkiye’ye gidiyor. İstanbul Mahmut Paşa’dan 9 takım bize elbise alıyor. Biz bu takım elbiseleri programlarımızda giymeye başladık. Takım elbise gömlek dahil mavi renkli ,gittiğimiz her yerde aha mavililer geldi derlerdi. 2002 yılında Fatih Kısa parmak gelmişti. O gecenin sunucusu da Hamburg 1 Televizyonunda program yapan Bedo kardeşimiz yanımıza geldi. ‘Sizi anons edeceğim. Nasıl edeceğim. Grup adınız var mı?’ diye sordu. Zaten gittiğimiz yerlerde ,programlarda giydiğimiz mavi takım elbiselerden dolayı Mavililer diye söyleniyordu. Bedo kardeşim sizi mavilim diye anons edeyim. Dedi aslında bizim grubumuzun isim babası Bedo’dur. Diyebilirim. O anonstan bu yana grubumuzun adı Mavilim oldu. Bu ad tamamen elbiseden kaynaklanıyor. O gün Murat kırmızı takım elbise alsaydı. Grup Kırmızım olurdu herhalde..
Murat ile tanışmanız nasıl oldu?
Eskiden Brinkman vardı. Oraya yakın müzik aletleri satan bir mağaza vardı. Tesadüfen Murat’ta geldi. Murat eskiden Palast Düğün salonu vardı. Orada müzik yapardı. Bende arada bir Üsküdar’dan çıktıktan sonra uğrardım. Murat bana ‘Yücel abi ben oradan bıktım ’dedi Murat’ı Üsküdar restaurant’a aldım. Birlikte başladık. Tam 19 yıl geçti. Bu 19 yıl arkadaşlığımız için ben hep şunu söylerim. ‘ Bir insanın kardeş olması için aynı babadan aynı anneden doğmadan da kardeş olabilirler’ Murat’ta benim için aynıdır. O benim kardeşimdir.
Grubunuzda kaç müzisyen var?
Bizim grubumuz beş kişiydi. Suriye’den buraya gelen bir arkadaşımızı yanımıza aldık. Onu teknik eleman olarak almıştık. Baktık çocuğun kulağı sağlam. Darbuka çalıyor. Şimdi bu arkadaşımızla beraber altı kişi olduk.
Hangi müzik enstrümanlarını çalıyorsunuz?
Bağlama, Ud çalıyorum. Birkaç yıldır küstürdük kendimizi bağlamaya , bağlama çok nazik bir alettir, çok duygusal bir alettir. Sen onu iki gün çalmazsan o sana iki hafta küser.
Genelde müzisyen arkadaşlara soruyorum. Sizde bağlama çalıyorsunuz. Size de sorayım. Bağlama son günlerde evlere daha çok girmeye başladı. Bağlamanın evlere girmesinde size göre Alevi derneklerinin etkisi var mı?
Güzel bir soru sordun Zafer kardeşim. Alevi derneklerinin katkısı küçümsenemez. Çünkü Alevi derneklerinin gençlerin bağlama çalmasında büyük katkısı var. Mesela ben uzun sap çalarım. Nerde geldi derseniz Orhan Gencebay tarzı bağlama deriz. Son zamanlarda iyi bağlama çalan gençler yetişiyor. Bağlama bizim öz kültürümüzdür. İnsan çalmazsa bile duvara assa baktığında bir Aşık Veysel’i, rahmetli Neşet Ertaş’ı anar. O bağlamanın duvara asılması bile insana duygu veriyor. Ben böyle düşünüyorum.
Size göre müzisyen ile sanatçı arasında bir fark var mıdır?
Bana göre müzisyen enstrüman çalıp okuyandır. Sanatçı da şan olarak düşünüyorsak şarkı söyleyendir. Şarkı söyleyen bir kişinin enstrüman çalması onun artısıdır. Ben müziğin emekçisiyim. Ben emeği bilen kişiyim. Çünkü ben emeğin başkentinden geldim.
Grup Mavilim olarak bundan sonra hedefiniz nedir? Müziği belirli bir yıldan sonra bırakacağım diye bir düşünceniz var mı?
Ya Zafer kardeşim güzel bir soru sordun. Bizim kalıplaşmış bir işimiz var. Nedir bu düğün yapmak. Hafta sonu insanları eğlendirmek istiyoruz. Artık biraz iş şova döndü. Yani sahne şovuna döndü. Gençler daha farklı istekler istemeye başladı. Ben arkadaşlara şunu söyledim. Birkaç yıl sonra bu işi bırakacağım dedim. Ben gençlerin yetişmesinden yanayım. Ben bu sanatımı mezara götürecek halim yok. Gençler gelsin müzik yapmak istiyoruz söylesin. Onlara fırsat verelim. Mavilim olarak en büyük amacımız gençlere grubumuzu teslim etmek. Fakat bakıyorum. Gençlerde bunu göremiyorum. Bu beni çok üzüyor.
Size göre müzik nedir?
Müzik duyguların bir şekilde dışa vurulmasıdır, yansımasıdır. Müzisyen insan duygusaldır. Ben bunu her zaman söylerim.
Duygusal bir an müzik yaşantınızda yaşadınız mı?
Evet oldu. Başımdan geçen o acı olayı biliyorsun.
Evet biliyorum.
İki yaşında çocuğumu kaybettikten bir ay sonra tekrar programlara devam etmek zorunda kaldım. En azından müziğe tutunayım dedim. Restaurantta müziğe devam ettim. Sahnede şarkı söylüyorum. Şarkı söylerken benimle beraber beni dinleyenlerde ağlıyor. Halbuki benim işim eğlendirmek olmalıydı. Beni dinleyenlerde o acıyı benimle paylaştılar. O anı hiç unutamam. Beni bilenler bilir şarkıyı okuduğumda gözlerimi kapatırım. O duygu artık benimle gider.
Hamburg’da iyi müzik dinleyicisi var mı?
Şunu gerçek söylüyorum. İyi bir müzik dinleyicisi var. Dans pistine baktığımızda bir 800 kişiyi irdeleyelim. Bunun iki yüzü oynar, iki yüz kişi bakar, iki yüz kişi oturur, iki yüz kişi dolanır. O kadar güzel dinleyici var ki, eskiden müzisyenin işine çok karışılıyordu. Şimdi baktığımızda böyle bir durum yok. Çok farklı müzik dinleyici profili oluştu. Eskiden bu kadar çok düğün yoktu.
Clas düğün salonun da menajerlik de yapıyorsun. Düğünlerde ne gibi hizmetler müşteriye sunuyorsunuz? Ben müşteri olarak sizi ne için tercih edeceğim.
Beni mutfağımız ,servisim , salonun dizaynı için tercih edebilirsin. Sadece bizim salon için söylemiyorum. Hamburg’da gerçekten güzel düğün salonları var. Bazen grup olarak Hamburg dışına gidiyorum. Bakıyorum gerçekten şaşırıyorum. Yirmi yıl önceki hizmetler veriliyor. Düğün salonumuzun 2004 yılından bu yana vermiş olduğu bir hizmet var. Personelimiz uzun yıllar bir arada çalışıyor. İşletme sahiplerimiz çok titizler. Kaliteye çok önem veriyorlar. Başarılı bir salon gördüğüm için bugün buradayım. Salonlar ihtiyaca cevap veremiyor. Düşünün 1920 yılına kadar salonumuz hemen hemen dolu gözüküyor.
Gelin damat adaylarının genelde sizden istekleri ne oluyor?
Farklı menülerimiz var. Yemekten başlıyoruz dekora kadar gidiyoruz. Bilinçli gençler öncelikle orkestradan başlıyor. Çünkü düğün içinde geçen zamanda orkestranın etkisi çok büyük. Bizim düğünler genel olarak eğlence ağırlıklıdır. Ben yemek hizmetini sana doyana kadar veririm. Doyduktan sonra veremem. Yada çok lüks bir dekorun olabilir. Dekora bakıp ta eğlenemezsin. O zaman sahnen çok önemlidir.
Fiyat olarak her keseye hitap edebiliyor musunuz?
Farklı menülerimiz var. Müşterilerimize hizmetlerimizi anlatıyoruz. Müşterilerimizin istekleri doğrultusunda fiyat çıkarıp sunuyoruz.
Sanat dünyasına gençlerimize arkadaş çevrene meslektaşlarına mesajın var mı?
Bu işte emek veren arkadaşlarıma , emeği olan arkadaşlara çok teşekkür ediyorum. Yaptığımız müzikle gençlerimize bir nevi örnek oluyoruz. Senin aracılığınla hepsine sevgi ve saygılarımı iletiyorum.
Verdiğin bilgiler için teşekkür ederim
Ben seni uzun zamandır görmemiştim. Röportaj isteğin beni çok heyecanlandırdı. İyi bir gazetecisin. Mesleğinde başarılısın. Bana bu fırsatı verdiğin için teşekkür ederim. En acılı günümde yanımda olmuştun. Bu Pazar sohbetleri serini yakından takip ediyor ve okuyorum. Başarılar dilerim.