Gazetehamburg Röportajlar serisinin konuğu Hamburg sahnelerinin önemli müzisyenlerinden piyanist Aytun Ede ile söyleyide bulunduk. Aytun Ede önemli açıklamalarda bulundu
1964 yılında İzmir’in Selçuk ilçesinde doğdum. 23 Yaşına kadar hayatımı Türkiye’de geçirdim. Müziğe çok erken yaşlarda başlayan bir müzisyenim.
Almanya’ya nasıl geldiniz?
Almanya’ya eşimle tanışmaktan sonra geldim. Eşim İzmir’de bodrum arabası yerine Kuş adası otobüsüne binerken oldu. Yanlış otobüse bindi orada kendisi ile tanıştık. O tesadüf beni Almanya’ya getirdi.
Müziğe ne zaman başladınız?
Ben müziğe sekiz yaşlarında başladım. Benim ailem müzisyendir. Abim ritim çalıyordu. Onun yanında başladım. 13 yaşında iken Selçuk’tan gelen umut 76 orkestra eşliğinde solist olarak sahne aldım. 1978 yılında kendi orkestramı kurdum. İlk programımızı Aydın’da düğünde sahne almıştık. 1979 yılında orkestrada org çalan arkadaş düğüne gelmedi. Beni bir orgun arkasına attılar o gün bugün hep orda kaldım.
Her insanın küçüklüğünde bir meslek hayali vardır. Senin hayalin hangi meslekti?
İlk okul birinci sınıfta iken bile hep şarkı söylerdim. Benim mesleki hayalim müzisyen olmaktı. Rahmetli Annemin sesi çok güzeldi. Galiba annemi kendime örnek aldım. Müzikle iç içe ben büyüdüm.
Hamburg’da müzik severler sizi sahnelerin efendi prensi diye nitelendiriyorlar. Sizi neden böyle nitelendiriyorlar?
Sanatçı komple örnek olmalıdır. Sanatçılığın özünde örnek kişi olmak vardır. Ben bir yere gittiğimde oturmama, konuşmama hep dikkat ederim. Sahnedeki örnekliğimi özel hayatımda da sürdürüyorum.
Piyanistsiniz, piyano dışında hangi tür müzik enstrümanlarını çalıyorsunuz?
Piyano dışında bağlama çalıyorum. Ritim sazlarının hepsini çalıyorum. Bateri, darbuka , gitar biraz kanun çalıyorum.
Sanatçı ile müzisyen arasında bir fark var mıdır?
Sanatçı olmak biraz özgüven gerektiriyor. İnsanlara karşı saygıyı gerektiriyor. Müzisyen arkadaşlar enstrümanlarını icra ederler. Sanatçı dediğinizde o sanatçılığı benimsemeniz lazım. Atatürk ne demiş ‘ Herkes milletvekili olabilir. Herkes makam sahibi olabilir. Herkes Cumhurbaşkanı olabilir. Ama herkes sanatçı olamaz.’
Sahnede duygusal bir an yaşadığınız oldu mu?
Ben kendi adıma söylüyorum. Sahnede şarkıları yaşıyorum. Düğünde olsa o şarkıların bir anısı var. Eşimle tanıştığım ilk andan bugüne kadar zaman içerisinde bazen onunda geldiği programlarda bazı şarkılarda göz göze geldiğimizde ikimizde aynı anı yaşıyoruz. Duygusallık olmazsa zaten bu işi yapamazsınız.
İyi bir müzisyen size göre nasıl olmalı?
İyi bir sanatçı ilk önce kendisine saygısı duyan daha sonra karşısındaki dinleyicisine saygı duymalıdır. İyi bir müzisyende sürekli enstrümanında sürekli kendini yenileyen ,sürekli çalışan ,kendini işine adamış ve yeniliklere açık olan repertuvarını her zaman aktüel hale getiren iyi bir müzisyendir.
Siz kendinizi müzikte nerede görüyorsunuz?
Ben hale amatör ruhla çalışıyorum. Öğrenmenin sonu yoktur. Onun için kendim şuradayım diyemem. İnsanların güzel günlerini güzel müzikle süslemeye çalışıyorum. Programlar sonunda aldığımız teşekkürler doğru yolda olduğumuzun farkındayız biz
Bundan sonraki hedefiniz nedir?
Bundan sonraki hedef biraz daha fazla enstrümanlarla sahnede olmak , yıllar sonra tekrar bağlamamı elime aldım. Sahnede gitara dönmek istiyorum. İdealimdeki enstrüman gitardır.
Bağlamadan bahsetmişken, tüm müzisyen arkadaşlarımıza sorduğum soruyu sorayım. Bağlama son günlerde evlere daha fazla girmeye başladı. Bağlamanın evlere girmesinde alevi derneklerinin etkisi var mı?
Bağlamanın Alevi kültüründe farklı bir yeri var. Bunu tartışamazsınız. Ama bizim Anadolu kültüründe de bağlamanın çok farklı bir yeri vardır. Ege ve bozlak yöresinde uzun bağlama kullanılıyor. Aslında bizim özümüzde var. Türkülerimizin olmazsa olmazı bağlamadır. Bağlama olmazsa Türküleri icra edemezsiniz. Bugün klavyede çalsak bağlama sesi ile çalıyoruz. Bu ayrıntıdan dolayıdır. Aslında evlere girmekte geç kalındı. Aslında her evde olması lazım. Size bir anımı paylaşayım.
1983 yılında İzmir’den folklor ekibi ile gösteri yapmak için İspanya’ya gittik. Küçük bir kasabadaydık. Girdiğimiz her evin odasında gitar vardı. Evde demiyorum. Her odasında vardı. Sokaklarda gördüğümüz herkes iyi kötü gitar çalıyordu. Ben gözlerime inanamadım.
Size göre müzik nedir?
Bana göre müzik her şeydir.
Mesela?
Her şeydir, duygudur , aşktır, sevgidir . Müzik tarif edilmez bir duygudur. İnsanı rahatlatıyor. ‘Müzik ruhun gıdasıdır.’ Diyen boşuna demiyor.
Albüm çalışması var mı?
1987 yılında olacaktı. O sene tam Almanya’ya geldim. 1987 yılında Efes festivalinde bir ödül almıştım. Ege plaktan albüm yapacaklardı. Fakat eşim burada doğum yapacaktı. Ben Almanya’ya gelmek zorunda kaldım. Benim öyle bir isteğim yok. Sahneyi his etmek çok güzel canlı müzik yapmak çok güzel. O anda o anı dinleyicin ile paylaşmak benim için çok önemlidir. Eşimize, dostumuza ,çocuklarımıza hatıra bırakacak belki küçük albüm yapma şansım olur. Birkaç tane bestem var.
Kaç tane besteniz var?
Efes şarkısı ile beraber 4-5 tane var.
Müzik hayatınızda yapmak istediniz de yapmadığınız, yapmadığınız da yapmak istediğiniz yada pişmanlık duyduğunuz oldu mu?
Kader beni çok sevdiğim bir enstrümanın arkasına oturttu. Onunla artık bir oldum. Bundan sonrada hayatımda çıkarmaya niyetim yok.
Bir müzisyen olarak, müzik dünyasına arkadaşlarına genç müzisyenlere tavsiyeleriniz var mı?
Gençlere özellikle bu işin hem teorisini hem pratiğini öğrensinler. Nota öğrensinler. Yeni gelen gençler fırtına gibi geliyor. Şimdi imkanlar çok farklıdır .Anne ve babalar çok imkan sunuyor. Rahmetli Ferdi Özbeğen’in bir nasihati vardı. ‘ Bu araçlarla yapamazsın, her gün yeni araçlar çıkarıyorlar. Kendine repertuvar yap.’ Benim en iyi birikimim repertuvarım .
Beğendiğiniz bir sanatçı var mı?
Orhan Gencebay hastasıyım. Piyan un arkasına geçtikten sonra Ferdi Özbeğen beraber çalışma fırsatı da İzmir fuarında buldum. Yorumcu ve besteci olarak Sezen Aksu’yu beğeniyorum.
Sahnede Nahoş yakışmayan bir durumla karşılaştınız mı?
Ben yaşamadım. Yaşayan arkadaşlarımız oluyor ama biraz önce söylediğim gibi hayat karşılıklıdır. Saygı göstermezseniz saygı göremezsiniz. Benim katı prensiplerim var. Sahnede alkol alayım. Sarhoş olayım. Böyle şeyler hayatımda olmaz.
Aytun Ede’yi üç harfle nasıl tanımlarsın?
Müzisyen, eşine ve çocuklarına bağlı ve müziği seven bir müzisyen
Son mesajınız ne olur?
Müzik çok güzel. Ömrümün yettiği kadar taşıyacağım. Dünya’da sadece Tarkan dinlenmesin. Çok sanatçılarımız dinlensin. Türk müziğinin dünyada daha güzel dinlenildiği bir şeyler yapalım. Bunu eskiden yapmışlar. Timur Selçuk’un eserleri Fransa’da liste başı olmuştur. Bunu çoğu insan bilmiyor ama bizi dinliyorlar. Bizim ne yaptığımızın da farkındalar. Biz biraz farkına varsak daha iyi olacak.
Türkiye’de sahne yapma düşünceniz var mı?
En büyük idealim. İzine gittiğimde bir iki programımız oluyor. Fakat en önemli hedefim burada bir mekan açmak
Aytun Ede’yi kendi mekanında mı artık göreceğiz.
İnşallah kendi mekanımda göreceksiniz. Ben en son mekan olayını bıraktığımda bir daha mekanda çalarsam oda mekanımda çalacağım. Kendi istediğimiz gibi , kendi tasarladığımız gibi , kendi hayal ettiğimiz gibi insanların aileleri ile gelip normal ses tonu ile sesin sonuna kadar açık olmadığı geldikleri mekanın düzgün kaliteli müziği hatırlasınlar. Eve gittiklerinde baş ağrısı ile gitmesinler. Piyasada müzik kirliliği var. Mekanlarda müzik değil, gürültü yapılıyor. Normal bir ses tonu ile konuşamıyorsunuz.
Neden oluyor?
Bilgisizlikten oluyor. Müzik bilgisi olmayan insan sesi sonuna kadar açar. Mekanın odak noktası sahnedir. Sahnedeki insan kendisini zorla dinletmemelidir.
Size göre aşk nedir?
Aşk eşimdir. Aşk müziktir. Aşk çok farklıdır. Onu ne ile his ettiğinize bağlıdır. Bunu mesela bir enstrümanda his edebilirsiniz? Gördüğünüz bir manzarada da his edebilirsiniz.
Verdiğin bilgiler için teşekkür ederim.
Röportaj serinizi çok beğendim. Bende teşekkür ediyorum