Haber: Zafer Özpolat
Bremen’de 17 Ekim 1950’de yayımlanan kısa bir Senato duyurusu, bugün eyaletin en kritik kurumlarından birinin doğuşunu ilan ediyordu: Landesamt für Verfassungsschutz. Genç Federal Almanya Cumhuriyeti’nin kırılgan demokrasisini korumak amacıyla kurulan bu yeni birim, o yıllarda hem sağ hem de sol uçlardaki aşırıcı yapıları izlemek ve anayasal düzeni tehdit eden faaliyetleri tespit etmekle görevlendirildi.
II. Dünya Savaşı’nın üzerinden yalnızca beş yıl geçmişti. Yeni kurulan Almanya’da hâlâ aktif olan eski Nazi çevreleri, parçalı örgütlenmeler aracılığıyla yeniden güç kazanmak istiyor, ülkede kabul edilen temel hak ve özgürlükleri hedef alıyordu. Aynı dönemde aşırıcı sol gruplar da ciddi bir tehdit olarak görülüyordu.
Bu nedenle Verfassungsschutz, kurulduğu ilk yıllardan itibaren bir “erken uyarı sistemi” olarak tasarlandı. Ancak Nazi dönemindeki Gestapo gibi aşırı yetkilerin yeniden ortaya çıkmasını engellemek için kurumun polis yetkilerine sahip olmaması sıkı bir kural olarak belirlendi. Görev tanımı netti: Bilgi toplamak, analiz etmek ve tehditleri erken aşamada fark ederek devleti bilgilendirmek.
Kuruluşunun 75. yılında düzenlenen etkinlikte konuşan Bremen İçişleri Senatörü Ulrich Mäurer, özellikle artan aşırı sağcı hareketlere dikkat çekti:
“Neonazi gençlik gruplarının hızla çoğalması endişe verici. Dijital dünyada aşırı sağcı influencerlar gençleri hedef alıyor, bu durum son derece tehlikeli.”
Mäurer, hem Bremen’de hem de federal düzeyde güçlü bir anayasa koruma teşkilatına her zamankinden daha fazla ihtiyaç olduğunu vurguladı.
Verfassungsschutz’un bugünkü çalışma alanı, 1950’lere göre çok daha geniş.
O yıllarda sol tehdit büyük oranda dogmatik-komünist örgütlerden oluşurken, bugün ise daha çok otonom ve anarşist yapılar öne çıkıyor.
Ayrıca modern tehdit kategorileri arasında Reichsbürger, radikal İslamcı yapılar, Hamas, Hizbullah, PKK ve aşırı milliyetçi oluşumlar bulunuyor — bunlar geçmişte var olmayan veya bilinmeyen alanlardı.
Bremen Verfassungsschutz bugün yaklaşık 70 çalışanı ile hizmet veriyor. Kurumun 2023’te göreve başlayan başkanı Thorge Koehler, yalnızca 36 yaşındaydı ve teşkilat tarihinin en genç başkanı unvanını taşıyor. Kadın çalışan oranı ise yüzde 43.
Kurum bünyesinde hukukçular, siyaset bilimciler, tarihçiler, İslam bilimciler, sosyal bilimciler, polis memurları ve gazeteciler dahil geniş bir uzman profili bulunuyor.
Verfassungsschutz, geçmişte kapalı bir kurum olarak bilinirken bugün daha açık bir iletişim politikası yürütüyor. Uzmanlar, okullarda, kurumlarda ve derneklerde sunumlar yapıyor; her yıl kapsamlı bir aşırılık raporu yayımlanıyor.
Koehler, kurumun yaklaşımını şu sözlerle özetledi:
“Bir istihbarat kurumu olarak sınırlarımız var ama mümkün olduğunca şeffaf olmayı amaçlıyoruz. Demokrasiye yönelik tehditleri ancak toplumla birlikte erken fark edebiliriz.”