Gurbet Kavramı Artık Geçmişte Kaldı

Gurbet Kavramı Artık Geçmişte Kaldı

Almanya’da yaşayan biz Avrupalı Türkler ve Türkiye’den son yıllarda gelen vatandaşlarımız için "gurbet" kavramı artık geçmişte kaldı.

Tevfik ŞENDÖL / MÜNİH

 

Bavyera Türk İş Forumu Başkanı, Bavyera Entegrasyon Komisyonu Üyesi, Bavyera Am Hart Mahalle Teşkilatı Başkan Yardımcısı, Bavyera Kuzey Münih İlçe Yönetim Kurulu Üyesi, Bavyera Dış ve Güvenlik Politikaları Çalışma Grubu Üyesi, Bavyera Kamu Hizmeti Çalışma Grubu Üyesi, Bavyera Sağlık ve Bakım Politikaları Çalışma Grubu Üyesi Serdar Duran, Almanya’da yaşayan biz Avrupalı Türkler ve Türkiye’den son yıllarda gelen vatandaşlarımız için "gurbet" kavramının artık geçmişte kaldığını söyledi. "Bu topraklar bizim evimiz oldu; burada büyüdük, çalıştık, aile kurduk. Ancak burada yaşamanın getirdiği bazı zorluklar hâlâ sürüyor," dedi.

Duran, sözlerine şöyle devam etti: "Olmak ya da olmamak meselesi, Almanya’da yaşayan bir Türk olarak, sadece kişisel bir varoluş sorgulaması değil; aynı zamanda kimliğimizi koruma, topluma katkıda bulunma ve gelecek nesillere güçlü bir miras bırakma mücadelesidir."

Mevlâna Celâleddin Rûmî'nin "Her ne olursan ol, ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol" sözüne atıfta bulunan Duran, bu öğüdü Almanya’da "olmak istediğin gibi görün" şeklinde yeniden yorumlamak gerektiğini belirtti. "Bu, sadece bir dış görünüş değil; aynı zamanda içten gelen bir duruş ve kimlik bilinci olmalıdır," diye ekledi. Bu duruşun, geleceğe umutla bakan, girişimci bir ruhla dolu bir neslin inşasında hayati önem taşıdığını vurguladı.

Almanya’da yaşayan Türklerin bir yandan kendi kültürel ve dini değerlerini korurken, diğer yandan bu toplumda kabul görmek ve etkili bir rol oynamak için çabaladığını söyleyen Duran, "Almanya’da olmak, sadece fiziksel bir varlık göstermek değil; kimliğimizi, değerlerimizi ve ideallerimizi bu toplumda sağlam bir şekilde inşa etmek anlamına gelir," dedi. Girişimci ruhlarını canlı tutmanın, sadece kendi geleceklerini değil, aynı zamanda bizden sonraki nesillerin de geleceğini şekillendireceğini belirtti.

Zaman zaman Türk, zaman zaman Müslüman, zaman zaman da göçmen kimliklerinin dışlanmaya çalışıldığı anlarda bile bu kimliği gururla taşımak ve Alman toplumuna olumlu bir şekilde yansıtmanın, hem bireysel hem de toplumsal bir direnç biçimi olarak değerlendirilebileceğini ifade etti. "Almanya’da olmak, kendimizi ve değerlerimizi kaybetmeden, toplumsal baskılara karşı durmak ve bu toplumda saygın bir yer edinmek demektir," diye ekledi. Girişimcilik ruhuyla her gün bu hedeflerini ve değerlerini somut adımlarla ileri taşımak gerektiğini belirtti.

"Bizim için artık 'gurbet' yok; burası bizim de yurdumuz. Burada kimliğimizi ve değerlerimizi muhafaza ederek, Almanya’da güçlü ve kendine güvenen bireyler olarak var olma yolunda kararlılıkla ilerlemeliyiz," dedi. Ayrıca, gelecek nesiller için sağlam temeller atarak onların da bu toplumda kendilerini güçlü ve güvenli hissetmelerini sağlamanın bir görev olduğunu vurguladı. Girişimcilik ruhunun bu süreçte en büyük itici güçleri olması gerektiğini söyledi.

Sonuç olarak, Duran, Almanya’da "olmak ya da olmamanın" tamamen Türklerin elinde olduğunu ifade etti. "Kendi kimliğimizi ve değerlerimizi koruyarak, girişimcilik ruhumuzu geliştirerek bu toplumda kendimize güçlü bir yer edinebiliriz. Shakespeare’in ve Mevlâna’nın öğütlerini birleştirerek, Almanya’da kim olmak istediğimizi netleştirmeli ve bu yolda emin adımlarla ilerlemeliyiz. Çünkü Almanya’da olmak, sadece fiziksel varlığımızı sürdürmek değil; aynı zamanda kendi kimliğimizi ve değerlerimizi bu toplumda onurla temsil etmek ve gelecek nesillere güçlü bir miras bırakmaktır," dedi.



CHP'nin Kurultay davasında erteleme kararı

Freising'de Uluslararası Kültür Festivali Renkli Görüntülere Sahne Oldu

Almanya'da saatlik asgari ücret 2027'ye kadar 14,60 avroya yükselecek

Almanya'da SPD'nin eş genel başkanları Bas ve Klingbeil oldu

Sezen Aksu’nun “Ey Aşk”ı İlk Geceden Gönülleri Fethetti

KL!CK Kindermuseum Geçici Adresinde Kapılarını Açtı

Çağdaş Suseven ve Ayta Sözeri’den Müzik Dolu Unutulmaz Gece!

Almanya’nın Türkiye Büyükelçisi Rize’de Kadın Projelerine Destek Ziyareti Gerçekleştirdi

FC St. Pauli Bundesliga’ya Derbi Rüzgârıyla Başlıyor

FC St. Pauli Orta Sahasını Güçlendirdi: Joel Chima Fujita Kadroya Katıldı

Elias Saad Bundesliga Yolunda: FC St. Pauli’den FC Augsburg’a Transfer Oldu

Hamburg-Harburg’da Bıçaklı Saldırı: Bir Kişi Hayatını Kaybetti, Zanlı Gözaltında

St. Pauli’de Kayıp Alarmı: 65 Yaşındaki Janusz Jan Karpinski Her Yerde Aranıyor

Almanya'da meclis kira freninin 2029 sonuna kadar uzatılmasını onayladı

Almanya'da hastanelerin iflas riski artıyor

Senatodan Onur Gecesi: Yurt Dışı Görevdeki Kahramanlara Teşekkür

Belit Onay’dan MHH’ye Raylı Sistem Çağrısı: “Yüzyıl Projesine Ulaşım Yakışır”

Hannover’de Havuzda Şiddet Olayı: Belediye Başkanı Onay’dan Sert Tepki

Hamburg-Barmbek-Nord’da Yağma Suçuna Karışan İki Şüpheli Aranıyor

Bremerhaven'de Kadın Sığınmaevi Dolu: Şiddet Mağdurları Geri Çevriliyor

Freude über den Abschluss: Internationale Studierende feiern ihren Abschluss in Ankara

Kieler Woche 2025: Güvenli ve Huzurlu Bir Festival Devam Ediyor

Hamburg’da Dijital Günü: Vatandaşlar Dijital Hizmetlere Hazırlanıyor

Hamburg Barmbek-Nord’da Tehdit Olayı: Polis Şüpheliyi Arıyor

Almanya’da geçen yıl mağazalardan 3 milyar avroluk hırsızlık yapıldı

Ahmet Kerim Matur’dan Duygusal Bir Çağrı: “Gel Yarim” Yayında

Hamburg’daki Okul ve Kreşlerde Radon Değeri Güvenli Sınırların Altında

Hamburg’da Kuzey Almanya Konut Zirvesi: Beş Eyaletten Yapı Devrimi Çağrısı

Hamburg’da Aşırılıkçılıkla Mücadelede Odak Noktası: “Tehdit Bütün Cephelerden Geliyor”

Sol Parti: "Demokrasiye En Büyük Tehdit Aşırı Sağdan Geliyor"

Yükleniyor