Hamburg Polis Akademisi tarafından yayımlanan "Hamburg Polisinde Demokrasiye İlişkin Tutumlar ve Değer Yargıları" (DeWePol) başlıklı araştırma, polis teşkilatında gruplara yönelik ayrımcılığın ciddi boyutlara ulaştığını ortaya koydu. Araştırma, özellikle sığınmacılar, Sinti ve Roman toplulukları ile uzun süre işsiz kalan bireyler hakkında olumsuz yaklaşımların yaygın olduğunu gösterdi. Ayrıca, Müslümanlara yönelik önyargılar ve kalıplaşmış düşüncelerin de polis memurları arasında yerleşmiş olduğu vurgulandı. Çalışmada, birçok polis memurunun popülist söylemlere yakın durduğu ve "Cop Culture" (Polis Kültürü) olarak adlandırılan anlayışa sıkı sıkıya bağlı olduğu belirtildi.
Hamburg Eyalet Parlamentosu Sol Parti (DIE LINKE) İç Politika Sözcüsü Deniz Celik, araştırmanın sonuçlarının endişe verici olduğunu ifade ederek, senatonun artık bu yapısal soruna karşı net adımlar atması gerektiğini söyledi. Celik, şu değerlendirmede bulundu:
"Polis memurları, devletin güç kullanma yetkisini elinde bulunduruyor ve demokrasiyi kayıtsız şartsız savunmak zorundalar. Ancak bu araştırma, yaşananların münferit olaylar olmadığını ve teşkilat içinde köklü bir sorun olduğunu gözler önüne seriyor. Senato, yıllardır insan haklarına dayalı bir polis kültürü oluşturma konusunda yetersiz kaldı. Artık gözlerini kapatamaz. Polis teşkilatındaki ayrımcılık ve nefret söylemiyle mücadele etmek için bağımsız bir şikâyet birimi kurulmalı, düzenli raporlar hazırlanmalı ve polis memurları için zorunlu anti-ırkçılık eğitimleri hayata geçirilmelidir."
Araştırmanın Engellenmeye Çalışıldığı İddiası
Sol Parti, araştırmanın yapılma sürecine dair de eleştirilerde bulundu. Parti yetkilileri, polis sendikalarının araştırmayı defalarca engellemeye çalıştığını, ancak soru formunun yumuşatılmasının ardından çalışmanın gerçekleştirilebildiğini öne sürdü. Ayrıca, araştırmanın sadece bireysel tutumları ele aldığı ancak teşkilattaki yapısal boyutları incelemediği de vurgulandı.
Deniz Celik, konuyla ilgili açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
"Polis sendikalarının baskılarına boyun eğmek yerine, İçişleri Senatörü artık kararlı bir duruş sergilemelidir. Sadece bireysel memurların tutumlarını incelemek yeterli değildir. Polis teşkilatındaki ayrımcılığın ve nefret söyleminin yapısal boyutları da detaylı bir şekilde ele alınmalı ve bu soruna köklü çözümler üretilmelidir."
Hamburg'da kamuoyunun da yakından takip ettiği bu araştırma, polis teşkilatında reform ihtiyacını bir kez daha gündeme taşıdı. Senatonun nasıl bir yol izleyeceği ve olası reform adımlarının neler olacağı ise merakla bekleniyor.
www.gazetehamburg.com