RÖPORTAJ :Halil İbrahim Demirci/TÜRKİYE
Bugün Şükrü Saraçoğlu ve Fenerbahçe Spor Kulübünde futbol oynamış 6 eski futbolcu tarafından1945 yılında Ankara’nın Kavaklıdere semtinde kurulan bir spor kulübünün tesislerini gezip, kulüp başkanı Fatih Curebal ile bir söyleşi gerçekleştireceğiz.
Fenerbahçe Spor Kulübünün Başkanı Ali Koç’da kulübün kuruluş hikayesini öğrendikten sonra Başkan Fatih Curebal’a ‘’Bizim Ankara’da bir Fenerbahçemiz daha varmış’’ diyerek şaşkınlığını gizleyememiş.
Ankara’nın en önemli bölgelerinde altyapı tesisleri olan, genç sporcuların yetişmesinde örnek olan spor klübü hakkında bilgi vermek isterim.
Futbol takımının bulunduğu lig itibariyle bu günlerde adından pek söz etmediğimiz ancak potansiyeli sayesinde gelecekte adından sıkça söz edeceğimiz bir spor kulübü Kavaklıdere. Böyle olmasındaki en önemli faktör hiç şüphesiz kulübün başkanı Fatih Curebal.
Orduspor ve Ünyespor’da başkanlık yapmış olan Fatih Curebal, Kavaklıdere Spor Kulübüne başkan olduktan 7 yıl sonra futbol takımını 3 lig yukarıya çıkararak hedeflerini her zaman en yukarısı olarak tanımlıyor.
Şeker Fabrikasının içindeki sosyal tesislerde antrenman yapan futbol takımı Ankara’nın en üst liginde zirve yarışı içerisinde. Curebal başkanlığa gelmeden önce Kavaklıdere Futbol Takımı farklı yerlerde antrenman yaparken, şimdi takımın kendine ait bir tesisi ve farklı branşlarda sporcu yetiştirmek üzere Ankara’nın Çayyolu semtinde altyapı tesisleri de bulunuyor.
Yarıştığı ligi düşünürsek takımın sportif drektörü, masörü, malzemecisi ve sağlık personelleri olması takım için geleceğe dönük yatırımların yapıldığının bir göstergesi.
Bulunduğu lig itibariyle herhangi bir yerden destek almadan ve ‘’Semt Takımı’’ özelliği taşıyan Kavaklıdere Spor Klübünün Başkanı Fatih Curebal ile yaptığımız söyleşimize geçelim dilerseniz.
Merhabalar, öncelikle röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederiz. Bize biraz Fatih Curebal kimdir, ondan bahsedebilir misiniz?
1977 yılında Ankara'da doğdum, aslen Orduluyum, hayatı mücadeleyle geçmiş, sporculuğa 18 yılını adamış, Ankara'nın güzide semtlerinden Seyranbağları’nda doğup büyümüş bu ülkenin evladıyız. Ankara Üniversitesi Halkla İlişkiler Bölümü mezunuyum, aynı zamanda 2000 yılında yaklaşık 23 yılını doldurduğumuz inşaat, bilişim sektöründe işleri olan ve güneş enerji santrali yapan Bal Şirketler Grubu yönetim kurulu başkanıyım.
Şu an Kavklıdere Spor kulübü başkanısınız. Başkanlığa geliş sürecinizden bize biraz bahsedebilir misiniz?
Aşağıda küçükte bir sohbette bahsettim, ben daha önce hiç hayalim ve hedefim olmamasına rağmen kulüp yöneticililikerim oldu. Orduspor ve Ünyespor'da başkanlık yaptım. Ben tabii oralarda yaşayarak, çok ağır bedeller ödeyerek bu süreçleri tamamladım. Daha sonra kendimize bir hedef koyalım dedik. Günün şartları oluştuğunda, 2020 yıllarda bir kulübün sahibi olup başkanı olup o kulübü Süper Lig'e taşıyacağız. İçerisinde iyi bir eğitimle ahlaki boyutları olan, kültür felsefesi olan, memleket değerlerine ülke değerlerine, Atatürk değerlerine sahip bir kulübün başkanı olarak kulübü geliştireceğiz dedik. Tabii bu 2017 yılında bir arkadaşımızın vesilesiyle bizden öyle bir talep olmamasına rağmen Kavaklıdere Spor Kulübü’ne başkan olmamız yönünde teklif ettiler, biz de kabul ettik.
Aşağı yukarı 7 yıllık başkanlık sürecimizde sadece U17 takımı vardı. Biz gelir gelmez A takım U 9 takımı 10, 11, 12 bütün kategorileri kurduk. Her sene alt yapılarda ciddi başarılar ve bunun yanında ciddi bir kültür oluşturduk, A takımda 4 yıl içerisinde (2 yıl pandemi de liglerini oynamamasına rağmen) hedeflerimize ulaştık.
Polatlı deplasmanında takım otobüsünüze bir saldırı düzenlendi. Kavaklıdere Spor Kulübü özelinde artan şiddeti kısaca yorumlayabilir misiniz?
Ülkemiz sadece sporda değil, her alanda gergin. Bu ülkede şu anda parası olan da gergin parası olmayan da gergin biz gergin bir toplumuz. Kulüple ilgili de Polatlı Belediye Başkanı benim çok samimi arkadaşım, o da bazı şeylerden şikayetçi. Pandemide bu arkadaşlardan biz hizmet aldık ve onlara para kazandırdık, destek olmaya çalıştık. Bize bu yapılıyorsa herkese yapılır. Biz orada yaşananları başka mecralarda da açıkladık. Kadına yapılan bir şiddet var ve zaten malup olmuşuz, sahada bir olay da yok. Bir de yenseydik ne olurdu acaba? Ondan sonra da bir açıklama yapılıyor tamamen belaltı o işin daha faciası. Tabii bizim camiamız buna reaksiyon gösteriyor, Kavaklıdere yaptıklarıyla, yaşadıklarıyla maalesef kıskanılan ve herkesin hasret duyduğu bir kulüp haline geldi, işte Türkiye'nin özeti.
Fatih Bey 1945 yılında kurulan Kavaklıdere Spor Kulübü tarihi de olan bir kulüp, kulübün tarihiyle ilgili bir şey söylemek ister misiniz?
Fenerbahçe tarihi ile anılmak güzel tabii ben bu konuda aslında çok mutluyum. Ben başkan olurken sadece kulübün defterlerini istemiştim. Yani bu kadar 1980’li yıllara dönük defterlere ulaştığımızda ki benim hala şu an kullandığım karar defteri 1985 yılında onaylanmış, yani 39 yıllık bir defteri kullanıyoruz, son 56 sayfası kaldı. E tabi tarihi mahallesi çok güçlü bir kulüp, içinde çok önemli değerler yetiştirmiş bir kulüp. 1945 yılında şöyle kuruluyor, biliyorsun Ankara'nın çok romantik bir parkı var, Kuğulu Park marka bir parkı. O dönemde 6 tane Fenerbahçe'de oynayan Ankaralı futbolcu bir kulüp kurmaya karar veriyorlar. Kuğulu Parkın karşısında toprak saha varmış, futbol oynamışlar orada.
Eskiden çok güzel üzüm bağları varmış, Kavaklıdere’de harbiden bir dere var şu an yolun altından da akıyor. Cumhurbaşkanlığı köşkünde aşağı köşesine doğru gidiyor, şimdi tabii üstünde yol olduğu için görmüyoruz. Ankara'nın en elit semti bürokrasinin orada oturduğu elçilik binasının olduğu, akademisyenlerin oturduğu bir yer.
Tabii o dönemde Başbakan da Şukrü Saraçoğlu ona gidiyorlar, o zaman kulüp kurmak kolay değil, fikirlerini beyan edince Saraçoğlu ben destek olayım diyor ve kulübün kuruluşu gerçekleşiyor, ilk renkleri de sarı lacivert oluyor. Başkan da o dönemin Cumhuriyet Başsavcısı, Başbakanımızın abisi Aydın Saraçoğlu başkan oluyor.
Peki herhangi bir yerden destek geliyor mu?
Şimdi benim bu tarz oluşumlarda düşüncem şu, ben tabii bu konuda çok tecrübeli olduğumu düşünüyorum. 30 yıllık bir tecrübe var ama bunu da üçle çarpıyorum, diyorum ki spor anlamında 100 yaşındayım diyorum. Bu konuda da çok iddialıyım.
Bizde şöyle bir beklenti var kulüplerde de böyle maalesef, işte belediye bize destek olsun anlayışı var. Mesela şu anda Gençlerbirliği'nde şirketleşme konusu var. Ben şirketleşme çok tasvip etmiyorum. Yani alıcısı da var bakın Samsunspor'u da çok zengin bir adam aldı. Birçok takımı zengin adamlar finanse ediyor ama para işi çözmüyor işte. Fenerbahçe'nin başında da Ali Koç gibi Türkiye'nin en büyük sermayesi var ama Ali Koç başkanlığında 4 milyar TL olan borç şu anda da 14 milyar olmuş durumda. Dolayısıyla ekonomiyi doğru yönetmek lazım.
Biz hiçbir yerden böyle bir beklentiye girmedik kendimize güvenerek kendi finansal kaynaklarımızla bu işi buraya kadar getirdik. Kulübü İlhan Cavcav gibi yöneteceğiz, rahmetli Cavcav kulübü 30-40 yıla yakın yönetmiş. O zaman şirket değildi ve rahmetli olduğunda ben biliyorum 82 milyon kulübün parası vardı ve bir lira borcu yoktu, şu anda 400-500 milyon borçtan falan bahsediliyor. Biz aynı modelle hem finansal kaynak üreten hemde oyuncu satan bir kulüp olacağız, artık tesislerimiz de var, çalışma ortamımız da gayet güzel. Bundan sonra doğru bir teknik ekiple beraber üreten hem Avrupa'ya hem büyük kulüplere oyuncu verebilen boyuta geleceğiz. O zaman daha farklı olacak şeyler.
Son zamanlarda voleybolda kadınlar Avrupa şampiyonu oldu ve adından söz ettirdi. Kavaklıdere Spor Kulübü de farklı branşlarda genç sporcuları yetişrimek için yatırım yapıyor mu?
Kavaklıdere Spor Kulübünün karakterinde olan bir durum, mesela Niyazi Akdaş ben kendisinden duydum bunu bilmiyordum, dedi ki biliyor musun Fatih basketbola ilk kez Kavakdere’de başladım ve ilk spor yöneticiliğimi Kavaklıdere’de yaptım. Basketbol şübesinin başkanıydım dedi. Ted Kolejini biliyorsun, basketbolda marka bir okuldur ve kendisi kurucularındandır. Bizde Ankara'da Beko Basketbol Ligi hedefiyle bir basketbol takımı kuruyoruz.
Burada futbolda olmayan bir avantajı var, Ankara'da kimsede olmayan kendimize ait bir tesisimiz var. Voleybolda da ayrıyetten voleybol salonumuz var. Orada da Sultanlar Ligi hedefiyle takımlarımız yavaş yavaş, sabırla öyle acele etmeden alt yapısını sağlam kurarak temellerini sağlam kurarak Ankara'da bir marka olacağız. Benim şöyle bir iddiam var bunu da o kurumların başındaki insanlara da çok açık söyledik, Türk Telekom'un başkanı, Vakıfbank'ın başkanı gibi, onlara söylediğim bir şey var, tabii küçümsemek değil onları biz örnek alıyoruz ama Türk Telekom, hani nereyi temsil ediyor? Bir kurum takımı, tribüne gelenler de haliyle kulübe ait değil, orada çalışan insanlar, o günü güzel geçirmek için maçlara gidiyorlar ben de gittim maçlarına çok keyif aldım. Ama Kavaklıdere Türkiye'nin 55 ilinden büyük, en büyük ilçesinin en büyük takımı, yani biz 1 milyonun üzerinde nüfusa hitap ediyoruz. Kavaklıdere Spor basketbolda Euroleague’de oynasa ben iddia ediyorum her maç 10 bin taraftarı çeker.
Fatih Bey kulübe birden fazla branşta genç sporcuların yetişmesi için yatırım yaptınız ancak günün sonunda oyun sonuca bakıyor. Bulunduğunuz lig itibariyle hakemlerin çoğu ya üniversite öğrencisi harçlıklarını çıkartmak için hakemlik yapıyorlar, ya da ek gelir sahibi olmak için hakemlik yapıyor. Bu konuda görüşlerinizi öğrenebilir?
Hocam şimdi aslında yine ukalalık gibi olmasın ama hangi mesleği yaparsak yapalım önce ahlak, bizim ahlaklı bir toplum olmamız lazım. İkincisi hergün değişik medya gruplarında sayfa sayfa belgeler yayınlanmasına rağmen bir tane savcı soruşturma açmadı. Bahisin bu kadar yoğun konuşulduğu bir ortamda Futbol Federasyonu bununla ilgili bir çalışması da yok.
30 yıldır futbol camiasının içinde olduğum için biliyorum, bazı insanlar var ve bunlar şu anda bir tane de değil, 3-4 tane kulübün sahibi. Yani bir insan neden 3-4 tane kulübün sahibi olur? Bunun araştırılmasını merak etsek teşhis etmemiz çok kolay olur çünkü para.
Ben geçen gün federasyona bununla ilgili şöyle bir teklifte bulundum dedim ki, üniversitelerin ilgili bölümleri var, burada hakemlik bölümü açılsın. Yani antrenörlük gibi hakemlik birimi açılsın. Öğrenci okulu bitirdiğinde hakem olsun. Aynı beden eğitimi öğretmeni gibi maaşa bağlansın ve bu işi yaparak hayatını geçindirsin. Alt liglerde hakemler 250-300 liraya hakemlik yapıyor, bunu da adil yöneteceğini düşünebilir miyiz? Dolayısıyla orada bizim de istemediğimiz şeyler oluyor. Biz de bunu hem bilgi bazında duyuyoruz hem belge bazında alıyoruz. Bununla ilgili de ikili ilişkilerle çözmeye çalışıyoruz.
Fatih Bey futbolcunuz Muratcan UÇAK fair-play davranışıyla geçtiğimiz günlerde adından söz ettirdi ve oldukça konuşuldu oyuncunuz için ne söylemek istersiniz
Tabii yapılan davranış büyük bir davranış ama o kadar da abartılacak bir şey değil. Başkaları yapmadığı zaman senin yaptığın çok farklı görünüyor aslında normal olan ahlaklı olmak, tersini yaptığında bizim abes karşılamamız lazım. Muratcan’da bizim hem evladımız hem oyuncumuz, biz kendimizde bir hata varsa özür dilemesini bile insanlarız. Ben her maç 90 dakika o kadar çok küfür yiyorum ki hayatımda duymadığım küfürleri yiyorum. Ancak Ankara beni ne ile taktir ediyor arkamı dönüp cevap vermememi taktirle karşılıyor, küfredeni kimse kınamıyor ama burada bir tezatlık yok mu?
Biz bu davranışları düzeltmediğimiz sürece bu coğrafya hakettiği mutluluğu huzuru bulamıyor, böyle cennet bir ülkede yaşıyoruz cehennem haline getiren de biziz. Paylaşamayacağımız ne var? Depremleri, salgın hastalıkları yaşıyoruz, onca arkadaşımızı dostumuzu kaybediyoruz hala hayattan da bir ders almıyoruz.
Sporda bence yaşamın bir parçası, ben Muratcan’ın dahil olduğu maç konuşmalarında söylüyorum, futbol sadece futbol değil, orada da bir hikâye var. Kimisi için bir cevap var kimisi için başka bir şey var, dolayısyla hayatın kendisi aslında. Bizde onun seneryosunu yazıp oynayan başrol oyuncuları olarak devam ediyoruz.
Kulübün adata ikinci başkanı olan Fatih Bey’in değerli eşi Derya Hanım ve kulüp çalışanlarının özel ilgisi ile ağırlandığım tesislerden ayrılırken şunu anladım; tarihi uzaklarda aramaya gerek yok, içinde yaşadığımız coğrafya bize filmlere konu olacak hikayeler barındırıyor.