Mustafa Remzi Özbadem


Baba

Baba, kavramı bir günde hatırlanacak kadar basit değil. Onların gerçek kahramanlığı ise genellikle arka planda kalır. Babalar, aileleri için ölümüne mücadele eden, zırhlarının altında hassas yürekler taşıyan görünmeyen kahramanlardır.


Sizin hiç babanız öldü mü?
Benim bir kere öldü, kör oldum.
Yıkadılar, aldılar, götürdüler.
Babamdan ummazdım bunu, kör oldum.
\- Cemal SÜREYYA

Ne güzel yazmış Cemal Süreyya. Devamında da daha derine yaymış acıyı; bıçağı sokup, üstüne çevirmiş yani.

Baba, anne gibi kavramların bozuk sistemin bir günde hatırlama diretmesine karşı, sonrasına bırakıyorum baba kavramını. Ben bugün anmak istedim bu kutsal dolguyu. Siz yarın yapın. Birileri başka bir gün. Bize birileri mi öğretecek kimi, ne zaman, ne kadar sevip, nefret edeceğimizi?

Aslında yaratılıştan bu yana erkek kimliğine biraz fazla yüklenilmesinden kaynaklanıyor sorun. O savaşmalıdır, acı çekmemelidir o, ölünecekse o ölmelidir önce, aç kalınacaksa o aç kalmalıdır, içi yansa da ağlamamalıdır o, ve daha birçok güce dayalı etiketlendirmeler. Kesinlikle arka planda kalmıştır babanın gerçek kahramanlığı, kıymeti. Konuyu anne-baba ikilemine taşımak değil amacım. Anneliğin kutsallığı yanında babayı üste çıkartma gibi bir çabam da yok. Ama yazı ilerledikçe açılacağını inanıyorum konunun. Burada kötü baba örneklerinden bahsetmek istemiyorum. “Baba” etiketini taşıyabilecek insanlar konu kahramanları. Şimdi işin en başından başlayalım.

ADEM BABA

Alemler ve cennetin inşasının hemen sonrasında bir çift insanın, yani Adem Baba ile Havva Anne'nin, kendilerine sunulmuş sonsuz nimetler dururken, kendilerine yasaklanan meyveden Havva Anne için çaldıklarında hem birincisinde hem de ikincisinde fırçayı yiyen sadece Adem Baba değil miydi? Kovulanlar. Ya da ilk çağlarda bir elinde mızrak, diğerinde taş, dinozor avına çıkıp yanlış hesap yüzünden dinozor patilerinde yere yapıştırılan? Beş sene önce tatil için gittiğimiz zaman, trafikte ilerlerken eşimin pencereden kızıp, sallamalarından dolayı arabada bulunan dört boksör tarafından dövülme konumuna gelmemden bahsetmek bile istemiyorum. İşin neşeli kısımlarının dışında, çok ağır şartlarda aileleri için neredeyse ölümüne mücadele veren babalar ile dolu tarih, çevremiz. Babalarımız.

BABAM

Ailesinin nafakası, geleceği için neredeyse ölene kadar her gün sabahın 04.30'unda kalkıp, kahvaltı bile yapmadan yürüme mesafesi bir buçuk saatlik yolda iti-uğursuzu ne yapar ne eder düşüncesini bir kenara atıp; yazın sıcağı, kışın ayazında işine gitmesini, akşam saat dokuz-on gibi gelmesini, haftada bir gün bizimle mi yoksa arkadaşları ile mi zaman geçirme düşüncesini ve bunu bir gün bile şikayet haline getirmemesini nasıl ifade edebilirim kendimde?

Tabii ki:

Çok teşekkürler koca çınar! Esasında varlığının bile yettiği şu basit dünyada kendi hayatını bizler için bu şekilde bitirip gittin.

Nurlar içinde uyu…

Benim babamdan daha zor şartlarda, daha kalabalık aileleri için ölüme gidenleri bilirim. Kendisi hamallık yaparak, ölen eşinin ardından dört özürlü çocuğunun ve yaşlı anasının bakımını yapan dilsiz ve sağır bir baba. O kadar belliydi ki kendisine yüklenen yükün ağırlığı yüzünde. İşi elinden gitmesin diye çalışmaya devam eden, konuşamadığı için hissettiklerini söyleyemeyen bir baba. Bir gün sırtında meyve kasaları ile, bir kamyonun altında kalıp ölene kadar bir ah çıkmamıştı ağzından.

Ülkesinin özgürlüğü, kendi ailesini yanında halkın tamamının geleceği için karda, çamurda savaşan, vurulup canını feda eden, aslında tüm çocuklara babalık yapan babalar. Şehitler. Özel günler dışında akıllara gelmeyen, sadece düştüğü yeri yakan acıları ile, maalesef mezarlık kahramanları olarak kalan, yılda bir gün medya yolu ile anılanlar. Unutulmaması gerekenler ama...

Baba kavramı çok karmaşık dursa da karşınızda, aslında çok basit bir şifresi vardır bir yerlerde. Üzerindeki kalın zırhının altında çok hassas, yumuşak bir kalp vardır babanın. Sana göstermek istemese de senin her kalp atışını takip eden, senin gözlerinde seni okuyan, senin ihtiyacın olanın en iyisini sana alabilmek için tüm şartları zorlayan ve bunu annen yapmış gibi gösterip, bir kenarda bekleyen, sen uyurken gece kalkıp seni kontrol eden, üstünü örten, kapını, pencereni kontrol eden, farkında olmadığın anlarda seni dışarıda da koruma adına her yerde takip eden, senin ayağın taşa değdiğinde onun canından canların çıktığı baba. Sarılıp öptüğünde toza dönen kaya parçasına “baba” denir.

Yokluğunu en çok öldüğünde anladığın babadır.

İçine ağlayanlara “baba” denir.

Gitmiş ya da kalmış tüm kahramanlara selam olsun.

Gülümse…

Nese
20.05.2024 13:13:29
Ging gittik eskilere be Remzi Zaten Baba benim ince cizgim Tesekür ederim beni cocukluguma götürüp güzel günleri hatirlattigin için

Adıyaman

05.12.2024

  • İMSAK 05:54
  • GÜNEŞ 07:20
  • ÖĞLE 12:23
  • İKİNDİ 14:54
  • AKŞAM 17:15
  • YATSI 18:36

Türkiye'nin Berlin Büyükelçisi Şen: 'Türkiye Alman şirketlere enerjide sürdürebilir çözümlerde ortaklık sunuyor'

Danimarka'da, yabancı bayrakların dalgalandırılmasını sınırlandıran yasa kabul edildi

Almanya'daki seçmen sayısının yaklaşık 59,2 milyon olduğu açıklandı

Bir Bavul Dolu Hikâye – Çocuklar İçin Masallar

SEMİH NARLI “YARIM KALAN HAYALİN PEŞİNDEYİZ”

Hannover, Almanya’nın İlk "Yardımcı Köpek Dostu Belediyesi" Oldu