Bugün on altı gün oldu, içimizdeki acı hâlâ aynı derinlikte devam ediyor, hâlâ yüreğimiz yangın yeri, yüreğimizde hâlâ fırtınalar kopuyor, hâlâ şakır şakır yağmur misali göz yaşlarımız sel oluyor. Kimimiz hıçkıra hıçkıra ağlıyor kimimiz sessiz. Kimi evladının cansız bedenini bekliyor tükenmiş ümitleriyle kimimiz anne ve babasının. Kimi bedeninin bir parçasıyla yaşıyor ayrılığı kimi can parçam, dediği sevdikleriyle.
Şimdiye kadar edindiğimiz tecrübelere dayanarak biliyoruz ki en büyük acılar bile bir süre sonra daha az acıtır içimizi. Hayatımız boyunca hiç unutamasak da gün gelecek azalacak acılarımız. Yanımızda kalanlarla devam edeceğiz hayata.
Peki, bu yanlışlarımızdan bir şey öğrenebildik mi?
Dersimizi aldık mı? Nerede hata yapmış olduğumuzu biliyor muyuz? Hatalarımızla yanlışlarımızla ihmallerimizle yüzleşmeye hazır mıyız?
Yoksa acımız azaldıkça yine aynı yanlışlara devam mı edeceğiz?
Daha geriye gitmeyeceğim. 1999’daki acı bize yetmemiş olmalı ki birçok hata aynı şekilde devam etmiş. Dersimizi hiç almamış olmalıyız ki bu sefer daha büyük kaybettik sınavı.
Biz dersimize daha büyük bir sınava çalışır gibi çalışmalıyız ki bundan sonra bir daha yanmasın canımız.
Sadece yazmak, konuşmak, tartışmak yetmiyor.
LÜTFEN YAPMAYIN!
Bir daha aynı yoldan geçmek istemiyorsak taktik değiştirmemiz gerekiyor. “Bu yol engebeli.” dediğimiz yoldan nasıl ki bir daha geçmek istemiyorsak, alternatif yollar arıyorsak öyle. Bu şekildeki yapılanmanın da canımızdan can aldığını görüp başka bir sistem bulmamız gerekiyor.
Hep aynı şeyleri yaparak farklı bir sonuç almamızın imkânsız olduğunu görme zamanı gelmedi mi?
Yüksek bina yapma modası çıktı ki hele âdeta şehirler, müteahhitler, mühendisler, mimarlar “Kim daha yüksek bina projesi çıkaracak ortaya?” dercesine, yüksek bina yapma yarışına girmişçesine artırıyor kat sayılarını.
Yapmayın, lütfen yapmayın! Yetkiniz varsa böyle yapılanmaya izin vermeyin. Kontrol etmek gibi bir görevin sorumluluğunu üstlenmişseniz es geçmeyin. Yanlışsa yanlış, deyip gerekirse boz ve yap, deyin, paradan olun ama vicdansız olmayın, insanlığınızdan ödün vermeyin. Bakın, bu felaket gelince sizin sevdiklerinize torpil geçmiyor. Siz de kimseye torpil geçmeyin. Ağlatmayın kimseyi, yakmayın artık anaların, babaların canlarını. O küçücük yavruları öksüz bırakmayın. Evinizde değil, alışverişte de yakalayabilir deprem sizi ya da en sevdiklerinizi. Ben evimi sağlam yaparım, gerisinden sadece kâr yapmaya bakarım, demeyin. Kimseyi diri diri gömecek mezarları kazmayın.
Bu sarsıntıların şakası yok. Şu an 6,4 olduğu söylenen yeni bir deprem haberi geldi.
Ya Rabbi, oradaki bütün insanların yardımcısı ol.
Bunun yaşanan son acı olması dileğimle.