75 yıl önce güneşli bir nisan günü, seni can güvenliğin için sınırdan öteye geçirecek bir köy korucusuna, mola verdiğiniz bir yerde, sen kitap okurken kafana vurulan sert bir cisim ile seni katlettirdiler.
İyi ki doğmuşsun hemşerim.
41 yıllık ömür içine neler sığdırmışsın sen.
Senin, Sırça Köşk, Kürk Mantolu Madonna ve gibi eserlerini okuyamamış olanların inan, bilgi dağarcığı bomboş.
Kısacık ömründe, hapishane bahçesinde adımlarını sayarken gökyüzünü, az ötedeki duvar gerisinde göremediğin Karadeniz’e ne de güzel benzetip betimlemişsin!
EDREMİT’TEN SABAHATTİN ALİ GEÇMİŞ
1980’li yılların başında Kuyucaklı Yusuf kitabın elimde, Edremit’in adını andığın sokak ve çarşılarını senin için dolaşıp, ara ara durup dinlenip kitabından bir sayfayı tekrar okumuştum.
Belediye başkanı sevgili arkadaşım Kâmil, kent merkezinde senin kanepede oturan bir heykelini yaptırdı.
Bu, kentin sana bir vefa borcuydu ve daha fazlasının yapılmasını dilerim, isterim.
Edremit’e her uğradığımda yanına gelip özellikle gün batımlarında, oturup seninle söyleşiler ve de paylaşmışlar da yaparım.
İyi ki Edremit’ten bir Sabahattin Ali geçmiş.
Ruhun şad olsun Usta!