Kibar ÖZKAN BEKTAŞ


Geleneklerimiz ve Tutarsızlıklarımız

Geçmişin gölgesinde kalmadan, bugünün gerçeklerine tutunmak mümkün mü? Geleneklerle bireysellik arasındaki bu sessiz çatışmada tutarlılığı arıyoruz.


“Gelenek”... Son zamanlarda sıkça duyduğum ve aslında uzun süredir zihnimi meşgul eden bir kelime. Geleneklerimiz hangi doğrunun, hangi zamanın esiri?

"Öteden beri süregelen, alışılagelmiş ve geçmişle bağlantılı olan şeylerdir" gelenek. Ancak şu soruyu sormadan edemiyorum: Öteden beri geleni, bugünün aklıyla sürdürmekte ısrar etmek ne kadar geçerli? Ne kadar anlamlı ya da uygulanabilir?

Kapalı toplumlarda değişim, çoğu zaman çatırdayarak gelir. Yeniye alışmak zordur, hele ki eskiye sıkı sıkıya bağlıysak.

Her yeni teknoloji bizi farklı bir alışkanlığa yönlendirirken, biz hâlâ eski alışkanlıklarımızı da bu yenilikle beraber yaşamaya çalışıyoruz. Bir yandan yeninin getirdiği eşyaları, araçları kullanıyor; öte yandan eski hayat tarzımızı onlara zorla giydirmeye çalışıyoruz. Fiziksel dünya buna pek izin vermiyor ama sosyal dünyada, insan ilişkilerinde hâlâ eskiyi dayatıyoruz. Sonuç? Tutarsızlık. Hatta zaman zaman gülünç bir hâl alıyor bu çelişki.

Eskiden “ayıp” saydığımız pek çok davranış artık sıradan. Ki “ayıp” kavramı da başlı başına tartışmalı bir kavram. Neyse.

Genellikle başkasının masum tercihlerine karışmak, onları yargılamak anlamına gelir. Bu noktada, toplumun düzenini tamamen reddetmek gibi bir düşüncem yok elbette. Birlikte yaşayabilmek için bazı kurallara uymak gerekir; denge olmadan huzur olmaz. Ancak bu denge, sürekli geçmişe dönük mü kurulmalı?

Dünya küçük ve yaşanabilir alanları sınırlı. Bireysel özgürlük, eğer toplum tarafından kabul görmüyorsa, o birey için hayat daralır. İnsan davranışlarını eski kalıplara zorla uydurmak ne kadar sağlıklı? “Böyle gördük, böyle öğrendik” diyerek bugünkü aklımızı bastırmak ne kadar akıl kârı? Üstelik bunun sürdürülebilir olmadığını bile bile...

Bence savaşmak yerine anlamaya çalışmalıyız. Bugün insan zihni bireyselliği ön plana çıkarıyorsa, birey de kendi yaşam koşullarına göre hareket etmek istiyorsa, bu arzunun önüne geçmek hem zor hem de yersizdir.

İnsan doğası gereği geçmişine bağlıdır, alışkanlıklarından kolay kopamaz. Fakat aynı insan, evrimsel olarak çevresine uyum sağlayan bir varlıktır. Her şey gördüğümüz gibi olmak zorunda değil. Kabul edelim, önceden gördüklerimizi, öğrendiklerimizi günümüz şartlarında uygulayamayız.

Sevgiler

Adıyaman

07.12.2025

  • İMSAK 05:55
  • GÜNEŞ 07:22
  • ÖĞLE 12:23
  • İKİNDİ 14:54
  • AKŞAM 17:15
  • YATSI 18:36

66 Karar: İçişleri Bakanları Konferansı Bremen’de Önemli Adımlar Attı

A2’de Dönersipişi Kontrolü: Braunschweig Gümrüğü Soğuk Zincir İhlalini Ortaya Çıkardı

Hamburg’un Girişimi Sonuç Verdi: Kadınlara Yönelik Cinsel Şiddetle Mücadelede Yeni Dönem

AVRUPA’DAN GÜÇLÜ ÇAĞRI: “TÜRKİYE UÇUŞLARI MAKUL FİYATA İNSİN!”

TÜMKİAD'A OXFORD'DAN PRESTİJLİ ÖDÜL

Hamburg’da Örnek Dayanışma: Demokrat Çorumlular’dan Engelsiz Yarınlar İçin Buluşma