Kibar ÖZKAN


HATIRLAMAKTAN HATIRLATMALARA

"Hasan Dede’nin mütevazı yaşamı, günümüzün hızla tüketen dünyasında bize neyi unuttuğumuzu hatırlatıyor: Gerçek mutluluk sahip olmakta değil, insan olmakta saklı."


"Hayat ileri doğru yaşanır, geriye doğru anlaşılır." Bu sözü ben ilk kez Hasan Dede'den duydum. Onunla tanışmamızda hayatıma etki eden sohbetlerimiz de hep şehir içi belediye otobüsünde gerçekleşti. Ne yazık ki, bedeni de elim bir trafik kazası sebebiyle hayata veda etti.
İnsan, unutan bir varlık. Günümüz meşgaleleri bu unutmayı en üst seviyeye çıkarmış durumda. Ancak davranışlarıyla, hayatı yorumlayışıyla Hasan Dede, benim sık sık hatırladığım birisi. O, benim için mütevazı bir yaşamın, yardımseverliğin ve hak bilmenin sembolü. Karanlıkta kaldığımda yol gösteren biri. Aynı zamanda "unutulmaz olmak" isteyenlere yaşam biçimiyle miras kalmış bir isim. Kendisi, Dersimli bir ailenin çocuğu ve Alevi ocağının dedesi. Yıllar sonra Kayseri’ye geliyor. Hayat gayesi nedeniyle bir fabrikada çalışıyor. Okuma yazmayı orada öğreniyor ve fabrikada ustabaşı oluyor. Alnının teriyle dört çocuğunu büyütüp emekli oluyor. Kayseri ve civarındaki Alevilerin Hasan Dedesi oluyor. Mazlumun yanında, hak yoluna düşkün, edep ve erkân öğretiyor; bir yerde kimsesizliğe terk edilmiş topluma destek oluyor. Böylece birçok kişinin gönlünde taht kuruyor.
Onu sevgi ve özlemle anarken, izninizle günümüz insanlarının her şeye aynı anda sahip olmak isteyen ya da öyle göstermek isteyen kişilerden aslında birçoğumuzdan bahsetmek istiyorum.
Son zamanlarda tabiri caizse sündürerek okuduğum bir kitapta özetle insan şu şekilde anlatılıyordu: İnsan; biyolojik, entelektüel ve fizikötesi kurallara inanma ihtiyacı hisseden bir varlık. Tüm bunların ötesinde insan, hızlı toplumsallaşan bir varlık. Benim anlatmak istediğim, bu toplumsallaşmanın etkileri üzerine. Hatta günümüzde sosyal medya ile daha da kolaylaşan toplumsal/sosyal baskı üzerine.
Gelişen her teknolojik olay, beraberinde avantajlı ve özellikle dezavantajlı durumları da getirir. Bu artık bilinen bir konu. Teknolojiyle beraber kullandığımız araç-gereçler değişse de insan ihtiyaçları bakımından pek değişmiyor. Ama işin içine kapitalist sistemin durmadan, bıkmadan usanmadan tüketim mantalitesi girdiğinde, suni gündemler ve suni ihtiyaçlar yaratılıyor. O kadar profesyonel bir yaklaşım ki, oturup düşünecek vakit bile bırakılmıyor. "Buna ya da bu eşyaya gerçekten ihtiyacım var mı?" diye sorgulamak zorlaşıyor. Bu yaklaşım, dünyayı algılayışımızı da doğrudan değiştiriyor. Öyle ki hayat; ilk çıkan telefonu al, ilk trendi, ilk şarkıyı, ilk filmi sen bil, en iyi okulda oku, en güzeli ol, en şık sen giyin, en güzel evliliği sen yap. O harika ev senin olmalı. Gezegende bulunan her yeri ilk sen görmelisin.
Tamam, insanlığın medeni ve eşit şekilde hak ederek yaşaması temennimiz ve mücadele alanımız. Kötü olan, tüm bunların aynı anda olması gerektiği ve bunları yapamayan (ki yüzde birlik kesim dışında herkesin yapamayacağı aşikârken) kişileri dışlayarak ötekileştirmeye çalışılması. Tarihin hiçbir döneminde hayat bu şekilde düz, dümdüz yorumlanmamıştır herhalde.
Bir başka açıdan ilginç olan, ulaşılabilirliğin daha kolay olduğu bu çağda daha hızlı üretim ve tüketime fırsat veren sistemde sahip olmanın, mutlulukla eşdeğer görülmesi ve mutluluğun pazarlanması. Nihayetinde gerçek diye bir şey var ve zaman geçtikçe sahip olmanın, o "enlere sahip olurken ait olmanın mutlulukla değil mutsuzlukla doğru orantılı olduğu dile gelsin ya da gelmesin anlaşılıyor. Çünkü her birimiz toplumsal varlık olmanın ötesinde bireyiz. Bireysel özgürlüğümüzü ve özgünlüğümüzü göz ardı etmeye devam ettikçe bu durum böyle sürecek gibi. Öte yandan bireysel ve biricik olduğumuza dair pazarlanan herkesleşme ritüeli de apayrı trajikomik bir durum.
Hayat yolundan geçerken, günün birinde zamanın hezimetine uğrayacak olan hepimize dayatılan, bizim de kolayımıza geldiğinden olsa gerek, acı pornografisinden dahi mutluluk çıkarma oyunlarına dur diyerek, bir Hasan Dede misali, mütevazı, hak bilen, hukuk bilen insan olma yolunda ilk adımı atalım.

Adıyaman

21.11.2024

  • İMSAK 05:42
  • GÜNEŞ 07:06
  • ÖĞLE 12:18
  • İKİNDİ 14:56
  • AKŞAM 17:19
  • YATSI 18:39

Almanya'da Sosyal Demokrat Partide başbakan adayının kim olacağı tartışmaları sürüyor

Ford, Avrupa'da 4 bin çalışanını işten çıkarıyor

Katharina Fegebank: 'Hamburg Limanı, Temiz Teknolojilerin Merkezi Olacak'

NSU Cinayetleri Hamburg’da Araştırılıyor: Süleyman Taşköprü Cinayeti Bilimsel Çalışma Konusu Oldu

Lübeck’te Hukuki Destek İçin Gönüllüler Aranıyor

Diebstahl bei Luftsicherheitskontrolle: Bundespolizei klärt Fall innerhalb weniger Minuten mit Videotechnik auf