Regiman Deniz

Tarih: 01.07.2023 22:36

HAYAT KURTARAN BİLGİLER

Facebook Twitter Linked-in

Toplu taşıma aracıyla seyahatteyim, birdenbire frene basılıyor. Herkes ne olduğunu anlamaya çalışırken yandaki 30’lu yaşlardaki yolcunun yüzünü eliyle kapayışını görüyorum, “Çok kötü, çok kötü.” diye bağırışları ve aracın çarpma sesi kulağımda çınlıyor. Hangi manzarayla karşılaşacağımı bilmeden kalp masajı yapmaya hazırlanmış bir şekilde endişeyle otobüsün arkasına doğru koşuyorum. Kafasından akan kanlarla tahminen 60’larında bir teyze şoka uğramış bir hâlde kalkmaya çalışıyor. Yanındakiler de kalkmasına yardım edecekken kıpırdatmayın, çığlıklarım işe yaramıyor. Boynu da zarar görmüş olabilir, diyorum. Su vermeye çalışıyorlar, vermeyin, diyorum. İç kanama olup olmadığını bilmiyoruz, su vermemeliyiz ama insanlar bilinçsizce o an kaza geçiren teyzeye iyi geldiğini düşündüğü şeyleri yapmaya çalışıyor. Anbean bir kadın, “Ben sağlıkçıyım.” diyerek benim söylediklerimi tekrarlıyor, tekrarlıyor ama yine nafile. 

Yaralı teyze olay anını net hatırlamasa bile ismini, soy ismini biliyor yani bilinci açık. Bu esnada şoför şoka girmiş, “Ne oldu böyle?” diye deviniyor, hâli çok daha vahim görünüyor. Yanına gidip ona “Teyzenin bilinci açık, şu anda aşırı endişelenecek bir durum görünmüyor, iyi olacak inşallah.” demekten başka bir çözüm bulamıyorum ama bu sözler iyi geliyor ona. Hastanın iyi olma ihtimali gözlerini açıyor, ambulansı tekrar arıyor. 

Bu defa yaralı teyze “Durağa taşıyın beni, yolda beklemeyeyim.” diye tutturuyor. Kafasını sabitleyerek sağlıkçı hanım onu dikkatlice taşıyor. 112 ambulansı çok gecikmeden geliyor. Teyzeye boyunluğunu takıyorlar ve araca alıp müdahaleye başlıyorlar. Teyzeyi güvenilir ellere teslim etmenin ferahlığı içimizi kaplıyor. 

Birebir yaşadığım bu kaza anında insanların nasıl da hareketlerinin doğru olduğuna inanıp bilinçsizce davranabildiğini ve başka bir insanın sağlığını tehlikeye atabildiğini düşünmeden yapamıyorum. Böylece aslında hayatımızda doğru bilinen ne çok yanlışın olduğu da ortaya çıkıyor. Kalıplaşmış, klişeleşmiş, kulaktan kulağa, ağızdan ağza geçmiş ve sanki doğruluk abidesi gibi hayatımıza yerleşmiş bilgiler bunlar. Her alanda benzerleri var ama sağlık alanı söz konusu olduğunda hayat memat meselesine dönüşüyor durum. Bu bilgilerin acilen düzeltilmesi gerekiyor.     

Sağlık bakanlığının ilk yardım bilincinin geliştirilmesi için Türkiye’de teşvik ettiği İlk Yardımcı Eğitimi ve Sertifika Programı sayesinde ben de kritik bazı konularda bilgilendim. Bu eğitimlerde, sağlık uzmanının olmadığı bir ortamda, alet edevat ve ilaç olmadan en doğru şekilde davranarak bir insanı hayatta tutabilmenin yolları anlatılıyor. 

DİL, GERİ Mİ KAÇMIŞ?

Dilin görünen yüzünün arkasında bir kök kısmı bulunuyor ve ani kazalarda oluşan bilinç kayıplarında dilin bu kök tarafı gevşeyip kendini bırakıyor, soluk borusunun üzerine oturuyor yani ters dönüp geriye kaçan bir dil yok aslında. 

Dil kökünün soluk borusuna kapaklanması nefes almayı engelliyor. Bu durumda, çeneyi açmaya, dili çekmeye çalışmak doğru değil. Nitekim dil köküne bu şekilde baskı uygulamak hastaya daha fazla zarar verebiliyor. Bunun yerine zeminde sırtüstü yatan hastanın başı dik açı oluşturacak şekilde “baş geri, çene yukarı” pozisyonu verilmesi öneriliyor. Böylece dil kökü yükseltilmiş ve nefes yolu açılmış oluyor. Uzmanlar bu pozisyonu vermeden önce ağız içinin kontrol edilmesi ve bir şey varsa nefesini tıkamaması için çıkartılması gerektiğini de söylüyor. Yine nefes alınamıyorsa hemen kalp masajına başlamak gerekiyor. 

KIRIK KEMİK UCU KESKİN OLUR, SİNİRLERİ KESEBİLİR

Kırık olduğunda insanın hareket ettirilmesi geri dönüşü mümkün olmayan sonuçlara neden olabilir çünkü kırılan kemiğin ucu keskindir ve hareket anında başka bir bölgedeki siniri keserek dönüşü olmayan rahatsızlıklara yol açabilir. Hasta omurilik zedelenmesi de yaşıyor olabilir. Bu yüzden olay yerinde tekrar kaza olma riski yoksa, alan güvenliyse hastanın oynatılmaması gerekiyor. 

BAYILANA KOLONYA VERİLMESİ KLASİĞİ 

Durup dururken bayılan insana kolonya koklatmanın, su vermenin iyi geleceğine inanılıyor fakat bunlar bilimsel açıdan uygun bulunmuyor. Bayılan insanın solunumu düzenliyse sırt üstü yatırılıp ayaklarının 30 santimetre yukarı kaldırılması önemli bir ilk yardım uygulaması. Beyne kan akışı sağlanarak bayılan kişinin kendine gelmesi bekleniyor.

YANAN BİR İNSANA YOĞURT SÜRÜLMEZ

Isı ile oluşan yanıklarda bölge suda tutulur. İlk yardım durumunda yoğurt, yanık merhemi gibi başka ürünler yanığın üzerine sürülmemeli. Özellikle yoğurt sürmek yanlış yerleşmiş kalıplardan biri. Elektrik yanıklarında ise hasar gören bölge temiz bir bezle örtülür. Sağlık kuruluşu uzaktaysa, hastada kusma yoksa ve hasta bilinçliyse 1 litre su, 1 çay kaşığı karbonat ve 1 çay kaşığı tuz karışımı hastaya verilerek sıvı kaybının önlenmesine çalışılır. 

ZEHİRLENEN ZORLA KUSTURULMALI MI?

Zehirlenen bir insanı zorla kusmaya teşvik etmek de doğru bir yaklaşım olarak görülmüyor, özellikle yakıcı maddelerde doğru bir yöntem olarak değerlendirilmiyor. Bu maddeler, midede tepkimeye girerek daha da zehirli hâle gelmiş olabiliyor, dolayısıyla kusma vücuda daha fazla zarar verebiliyor. Doğru bilinen yanlışlardan birinin de kusmaya teşvik etmek olduğu söylenebilir.

HER VATANDAŞ İLK YARDIMCI EĞİTİMİNİ ALMALI

Her zaman bir sağlık uzmanı yanımızda olmayacaktır. İlk yardım anında nelerin yapılması gerektiğini bilmek bu yüzden her vatandaş için çok önemli. 

Kalp durduğunda beş dakika içinde kalp masajına başlayabilmek bir insanın organlarını, hayatını kurtaracaktır. Boğulma anında Heimlich manevrası ile soluk borusunun açılması sağlanabilecektir. Bunun gibi acil durumlarda ilk yardımcı, doğru yöntemlerle birçok hayata yeni bir nefes olabilir. 

Umarım, böyle bir durumla karşılaşmazsınız ama yine de ilk yardımcı eğitimini almış olmak, acil durumlarda elinden geleni yapabilmenin huzurunu duymak insanı manevi olarak tatmin edecektir. 

Huzurlu, mutlu günler dilerim.

Sevgi ve saygılarımla.

Email : regimandeniz@gmail.com


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —