Mustafa Remzi Özbadem


HAYDİ SİNEMAYA!

Geçmişin açık hava sinemaları, mahallelerin birlik ve beraberlik içinde geçirdiği nostaljik gecelerdi. Modern hayatın yalnızlaştırdığı anılara küçük bir yolculuk...


Bütün gün dışarıda iş peşinde koşmaktan yorulmamın üzerine, çok sevdiğim bir ablamın oğlunun geç kalmış düğününe gittim. Bir saat kadar kalır, eve dönerim diye düşünmeme karşın, dört saatlik bir misafirliği engelleyemedim. Eve gelir gelmez duşumu alıp televizyonun karşısına geçtim ve ne izleyebilirim diye araştırdım. Neredeyse izlenmeyen film kalmamış hissiyatı yüzüme duvar gibi çarptı. Yine o birçok şeye rahat ulaşabilme sonrası içine düşülen monotonluk çukuru.

Boğuluyorum.

Sene 1979 ya da 1980

İnsanlığın daha ölmediği yıllar. Nefes alabildiğimiz bir zaman dilimi. Sinemaya çok güzel film gelmiş ve aileler arasında sinemaya gidilecek kararı alınmış. Neredeyse mahallenin tamamı; kadınlı erkekli, yaşlısı bebesiyle sinemadalar. Yılların açık hava sinemasında yerler yıkanmış, sandalyeler dizilmiş, bizde çiğdem, başkalarında çekirdek adını almış çerezler torbalanmış, patlamış mısırlar da birazdan tezgaha getirilecek. Satın alınmış bir şişe gazoz yudum yudum geziyor aile fertlerinin ağzında. “Sen daha çok içtin!” kavgası ve kulakları çekilen yaramaz çocuklar. Film öncesi tahta sandalyeler etrafında deli gibi koşup, bağıra çağıra birbirlerini kovalıyorlar. Yere düşenlerin kanayan dizleri önce anne tükürüğü ile kutsanıyor. Ardından gelen bir tokat ile ödüllendiriliyor terli, ıslak, al yanaklar. Çiğdem çıtlanırken kıkır kıkır gülen genç kızların oyunları, yakalanma korkusu ile pusuya yatmış genç erkeklerin yüreğini hoplatıyor. Film izlemek bahane yani. Kadınların dedikoduları, çiğdem çıtlamaları ile karışıp, şimdilerde kirlilikten gökyüzünde göremediğimiz zamanın parlak yıldızlarına kadar uzanıyordu. Yakılan sigaraların yoğun dumanları, erkeklerin ağır muhabbetlerini en yoğun şekilde kaplıyor, saklıyor. Bütün gün çalışılsa, yorgun düşülse de aileleri ile bu anı paylaşmaktan haz alan babalar.

Film başlıyor!

Işıklar kapanıp, film makarası dönmeye başlar başlamaz o mahşeri kalabalığın gürültüsü yerini sessizliğe bırakıyor. Zamane film kültürü. Farklıydı. Neden mi?

Çünkü insanlar filmi izlerken sanki filmin içine girer, beraber yaşarlardı o anları. Tarık Akan ile yürür, Türkan Şoray ile çamaşır yıkarlar, Kemal Sunal ile kahkahalar atılırdı. Film bitince bir yorgunluk çökerdi üzerinize. Filmin önemli sahnelerinde nefesler tutulur, komik sahnede hep birlikte kahkahalar atılır, acıklı sahnelerde gözyaşları kadınların gözlerinden boşalır, mendiller çıkar yerinden, nemlenir tuzu ile. Daha filmin yarısında uyumaya başlayan çocuklar ayak altına serilmiş baba ceketlerinin üzerinde, film bitene kadar boylu boyunca uzanırlardı. Uyumayan da uyuyor taklidi yapar, film sonrası eve taşısınlar diye göz kapaklarını titrete titrete kapatmaya çalışırdı. Küçük yalancılar. Ve ben de iyi bir küçük yalancıydım babam için.

Şimdilerde kalmadı o açık sinemalar. Çiğdem, patlamış mısırlar, gazozlar. Gıcırdayan tahta sandalyeler. Başınızı kaldırdığınızda göğü aydınlatan yıldızlar. Mahalledeki ailelerin birliği, beraberliği kalmadı artık.

Yalnızlaştırdı bizi modernizm. İsteğimiz hemen hemen her şeye kolay ulaşım, tembelleştirdi bizi. Yan etkileri olan ilaçlar gibi. Bir yandan yardımcı olurken diğer yandan birçok şeyi çaldı bizlerden. Zamanında yıldızlar kadar çok olan paylaşımlarımızın bir tanesi için tonlarca para ve zaman harcıyoruz artık nostalji adına.

Ne kadar da üzülsem yaşanmış o güzel anların eksikliğine, gözlerimi kapattığımda beni mutlu eden anılarımın bana ait bir köşede durduğunu biliyorum.

Her nerede ve kiminle isen yine de:

“Gülümse...”

Torun Nese
20.10.2024 17:11:01
O yorgunluga der bir günde seninde orda görmek Güzeldi Ne demisler gönül Sohbet ister kahve banane.

Adıyaman

10.11.2024

  • İMSAK 05:32
  • GÜNEŞ 06:55
  • ÖĞLE 12:16
  • İKİNDİ 15:02
  • AKŞAM 17:27
  • YATSI 18:45

Yeşiller Hamburg, Fegebank ile Seçim Startını Verdi

Ünlü Sanatçı İsmail Çoban Hayatını Kaybetti: Sanat Dünyası Yasta

Demokrat Çorumlular Platformu’ndan Çocuk Hospisi’ne Anlamlı Destek

St. Pauli, Bayern Münih’e Karşı Direndi Ancak Musiala’nın Golüne Engel Olamadı 0-1

CDU Parti Başkanı Dennis Therring: Hamburg, Almanya'nın Trafik Sıkışıklığı Başkenti Oldu

Demirel: 'Antiziganizmle Mücadele Tarihsel Bir Sorumluluktur'