Yeryüzünde gördüğümüz yada duyduğumuz o kadar çok zulüm varken neden biz insanoğlulları bunu bildiğimiz halde kendimize veya etrafımıza bunu yaşatırız. Biz insanoğlu hep kendimizi düşünmüşüzdür. Kırıldığımız zaman karşımızdaki insanı görmezden gelir yok sayarız. Sevdiğimiz insanları gereksiz bir sebepten dolayı hayatımızdan çıkartır küs kalmayı tercih ederiz. Yani onu anlamaya çalışmaz, anlamayız işin en kolayını seçeriz. Bir bakmışsınız yıllar geçmiş neden küs kaldığımızı unutur hatırlamayız bile. Günlük yaşantımızda saçma sapan bir sebepten dolayı kul hakkına gireriz. Cenab-ı Hak kul hakkı için "Benim yanıma her şey ile gelin affederim. Fakat kul hakkı ile gelmeyin, onu ben değil, kulum affeder. " demiştir. Ama her insanoğlunun Hak'sız diye düşünce yapısı olmadığını bilmesi gerekir. Çünkü, her insan kendi baktığı yönden haklıdır. O zaman biz insanlar neyi tartışıyor birbirimizin kalbini gereksiz yere kırıyoruz. Hatta onlu, yirmili ve otuzlu yaşlarımızda yaşadığımız tüm yanlışlarımızdan akıllanmışken, bir anda yaşımız 40'lı , 50'li, 60'lı veya 70'li yaşlarda yine hata yapıyoruz. İnsanoğlunun bir gözü toprağa bakınca aklına geliyor bazı yaptığı hatalar. Bu sefer de kendimizi düzeltmeye çalışırız. Sonra hayatın aslında ne kadar boş olduğunu anlarız. Geçmişte kırdığımız, kırıldığımız tartışmaların gereksiz olduğunu bu yüzden de barışmanın en doğru karar olduğunu düşünürüz. Neden mi demiştim ya bir gözümüz toprağa bakar düşüncesiyle HELALLİK almak isteriz. Peki neyin hellaliğiniz istiyoruz? Gerçekten hakkımız varmı acaba buna diye düşünmüyoruz. Bence o kadar kolay olmamalı 'bana hakkını helal et' demek! Yapan yaptığıyla kalır olan yine sana, bana ve en önemli olan zamanımıza olur. O zaman şu soruyu sormamız gerekmiyor mu kendimize, 'ben hak etmedim' bunu demek 'ben hak ettim bunu' olmalıdır. Hak ettim! Artık değişmem, yenilenmem lazım. Çünkü evren böyledir. Yaşamda 'haksızlıklar' olmazsa 'hak olan' nasıl ölçülecek.
Demem o ki azizim!
Bırakalım küsmeyi, bırakalım acı çekmeyi! Bırakalım eden ettiğiyle kalsın. Bırakalım o yoğrulsun. Hayat ertelenmeyecek kadar çok kısa.
Herkes, 'hakkıyla hak ettiğini mutlaka bir gün yaşayacaktır.
Sevgiyle