Emel YILMAZ

Tarih: 11.09.2024 12:22

Hep Yeniden...

Facebook Twitter Linked-in

İnsan yeniden doğabilir mi?
Ya da yaşadıklarını hiç yaşamamış gibi?
Yeniden hayata, tekrar tekrar ne kadar tutunabilir veya kaç defa ayağa kalkabilir? İhaneti, sevgiyi, aşkı, merhameti, affetmeyi, ölmeyi kaç defa yaşayabilir? Yeniden sevmeyi öğrenebilir mi ya da yeniden var olmayı? Ya da hiç olmamayı...
Hiç olmamış gibi yaşamayı...
Yaşadıklarını hiç yaşamamış gibi, gözyaşlarını sessizce kendin hiç silmemiş gibi... Başkalarının açtığı yaraya kaç kişi merhem olabilir?
Kaç kişi çıkar karşına bu hayatta, yanaklarından düşen o göz damlalarını unutturacak? Ya da seni, sen olduğun için seven...
Kim toparlayabilir kalp kırıklarını yara almadan?
Ya da ne kadarını tutabilir ellerimiz, acısını hissetmeden?
Hiç toparlanabilir mi yüreğimiz yalan aşklardan, ihanetlerden, vefasızlıklardan?
Zaman, yok olmuş duyguların ne kadarını geri verebilir?
Mutlu olmanın hazzını ne zaman anlarız ya da ne kadarını tutabiliriz?
Hiç konuşmadan anlaşılmayı ister bazen kalbimiz...
Ya da konuşulamamış hikayelerde buluşmayı?
"Anlatsam anlar mı?" dediğin kaç insan çıkar karşına?
Yaşanmışlıkları yok sayıp, yok sayarak yaşatmak ne kadar mümkün?
Kaç kişi seni yaralı hâlinle sarıp sarmalar?
Yaralı uçmayı da öğretip, güzelliklerini görmeni sağlayıp, özgürce nefes almanı sağlayarak seni bırakır?
Kaç kişi girer hayatına, aşkı aşk tadında anlayarak sevdiren?
Saçlarının aklığına bakmayan, yüzünü kırışıklıklarıyla seven, yaralarına tuz basmayıp merhem olan?
Varlığınla yeşerip yokluğunla dem vuran?
Seni severek beklemekten haz alan...
Herkes kendi aşkının cehennemini yaşar ya da cennetini.
Eğer cennete gidecek olan yol cehennemden geçecekse, varsın geçilsin.
Önemli olan burada ölmek veya ölmemek değil, uğrunda ölünecek sevgili ya da yar bulmak da değil.
Önemli olan aşkın içinden alev alev geçerken esas kalabilmek...
Aşk, yokluğunla yok olmak değildir; aşk, o yokken de, yanarken de yaşamaktır...
Her şeye rağmen var olabilmektir.
Sen sevdiğin için varsın, yanarak da var olacaksın ve bırak, bu da öyle kalsın...


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —