Bütün dünyada bu konular sık sık dile getiriliyor. Gün geçtikçe de bu tür sloganları atan insan sayısı artıyor. Gerçekten bir çoğumuz dünyadaki bu şekilde duyarlı insanların kalabalıklığını olumlu bir gelişme olarak görüyor ve mutlu oluyoruz. Ya da oluyorduk. Ne zamana kadar? Ta ki bundan sekiz hafta öncesine kadar. Ne oldu sekiz hafta önce? Şapka düştü, kel göründü. Kimin şapkası düştü? Tabi ki kadına şiddete, doğanın ve hayvanların katledilmesine karşıyım diye kıyametleri koparan herkesin şapkası düştü keli göründü. Ağaçlar kesiliyor diye dünyayı ayağa kaldırdılar, kurban kesmeyi havan katliamı olarak nitelendirenlerin. Kadın hakları savunucularının, insan hakları savunucularının, insanların kötü şartlarda işçi olarak çalıştırdığı için yada bazı doğu ülkelerinde çocuklar çalıştırılıyor o yüzden o ülkelerden gelen malları almayın diye fetva verenlerin keli de göründü. Çocuk gelinleri konu yapan ama kadınların taciz ve tecavüze uğradığını her gün ya yavrusunun eziyetine çaresiz katlanmak zorunda kalan yada minicik bebeğini daha kokusuna doymadan toprağa verenleri görmezden gelenlerin, her gün çocuk hakları savunucuları, annesi babası bir tokat attı diye, çocuğunu elinden alan kanunların savunucularının, çocukların tekmelenerek tutuklanmasına, taciz ve tecavüze maruz kalmasına sırtını dönenler kelinizi artık saklayamayacaksınız. Demokrasi savunucularının, dünyaya barış dağıttığını iddia edenlerin, dünyada savaşa destek vermelerine, kendi evinden, yurdundan edilenleri, susuz , ekmeksiz ve çaresiz bırakanları görmezden gelip demokrasiyi nasıl kendi çıkarları doğrultusunda anlayıp, egolarının sözde savundukları ideolojilerinin önüne nasıl geçtiğini ortaya koymalarıyla onlar da kellerini daha fazla gizleyemez hale geldiler.
SİZLERİNDE DAVANIZDA SAMİMİ OLMADIĞINIZI GÖRMÜŞ OLDUK!
Demokrasi adı altında bir dinin kutsalını yakanları, bir inanca saldıranları, bir ülkenin cumhurbaşkanına yapılan hakaretleri fikir özgürlüğü diye savunan ülke yöneticilerinin sekiz haftadan beri çocuklar katlediliyor bir şeyler yapın, engel olun diyenleri terörist yanlısı olarak nitelendirip polisleri devreye soktuklarında başlarının kel olduğuna şahit olmuş olduk. Yayın özgürlüğü sloganı atanlar, sizlerin de davanızda hiç mi hiç samimi olmadığınızı görmüş olduk. Yani sizin de kelinizin göründüğünü onca ülkede bütün olayları sansürleyerek ve hatta doğruyu yanlış, yanlışı doğru göstermeye çalışan, toplumu yanlış bilgilerle yanıltmaya, kandırmaya çalışan ama başaramayan medyaya sessiz kalmanızdan anladık. Gazetecilere özgürlük diye ortalığı birbirine katmaya çalışanlar, o kadar gazeteci katledilirken siz hangi görevi başında hayatını kaybeden basın mensupları için hangi eylemleri yaptınız ki bundan sonra sizin her hangi bir olayın savunucusu olduğunuza bu saatten sonra kim, niye ve nasıl inansın? Şapkanız da düştü, maskeniz de düştü maalesef, artık kendini dışarıya cici gösteren bütün çirkin yüzler görünür oldu. Çocuklar kısıtlanmaz, çocuklar tutuklanmaz. Büyükler çocukların yol göstericisi olur onlara eziyet edeni, katledeni, katledene destek vereni yada çocuklar öldürülürken görmezden geleni olmaz. Kısacası çocuklar uyurken susulur, ders çalışırken kısık sesle konuşulur, zulüm görürken, öldürülürken değil.
Bütün çocukların güzel bir dünyada yaşaması ümidiyle...