Merhabalar, Kıymetli Okurlarım!
Bu hafta yine güncel konulardan ve sıkça karşılaştığım soruların yanıtlarından özetleyerek düşüncelerimi ifade etmeye gayret edeceğim.
Eğer hasta olmak istemiyorsanız duygularınızı anlatın!
Saklanan veya baskılanan duygular gastrit, ülser, bel fıtığı, bel ağrıları vb. gibi hastalıklara yol açar.
Zamanla duyguların bastırılması kansere dönüşür.
Diyalog, konuşma ve kelimeler çok güçlü birer ilaç ve mükemmel bir terapidir.
HASTA OLMAK İSTEMİYORSANIZ…
Eğer hasta olmak istemiyorsanız karar vermelisiniz!
Kararsız kişi, güvensizlik, endişe ve ıstırap içinde olur.
Kararsızlık, endişeleri, sorunları ve çatışmaları çoğaltır. İnsanlık tarihi kararlardan oluşur.
Karar vermek, kesinlikle diğerlerinin kazanması için vazgeçmeyi ve avantajları kaybetmeyi bilmektir.
Kararsız kişiler mide rahatsızlığı, sinir hastalıkları ve cilt sorunlarının kurbanıdır.
Eğer hasta olmak istemiyorsanız olduğunuzdan farklı yaşamayın!
Gerçeği saklayan, rol yapan, her zaman mutlu olduğu görüntüsü veren, mükemmel görünmek isteyen kişi tonlarca ağırlığı biriktirmektedir.
Ayağı kilden olan bronz bir heykeldir. Aldatıcı görünerek yaşamak kadar sağlık için kötü bir şey yoktur. Böyle yaşayanların kaderleri ilâç, hastane ve acıdır.
Eğer hasta olmak istemiyorsanız kabullenin!
Reddetmek ve kendimize saygı eksikliği, kendimizi kendimize yabancılaştırır.
Kendimizle barışık olmak sağlıklı yaşamın anahtarıdır.
Bunu kabul etmeyenler kıskanç, taklitçi, aşırı rekabetçi ve yıkıcı olur.
Eleştirileri kabullenin çünkü bu, bilgelik, akıllılık ve terapidir. Eğer hasta olmak istemiyorsanız çözümler bulun!
Olumsuz kişiler çözüm bulamaz ve sorunları büyütür.
Üzülmeyi, dedikoduyu ve kötümserliği tercih eder.
Karanlığı kovmak için kibrit yakmalı.
Arı ufacıktır fakat var olan en tatlı şeylerden birini üretir.
Biz ne düşünüyorsak oyuz.
Olumsuz düşünce, hastalığa dönüşen negatif enerji üretir.
Eğer hasta olmak istemiyorsanız güvenin!
Güvenmeyen kişi, iletişim kuramaz, açık değildir, derin ve sağlam ilişkiler geliştiremez, gerçek arkadaşlıkları nasıl kurabileceğini bilemez.
Güven olmadan bir ilişki de olamaz. Güvensizlik inancın azlığıdır.
Eğer hasta olmak istemiyorsanız hayatınızda en azından bir spor dalı ile meşgul olmalısınız çünkü sağlam kafa, sağlam vücutta bulunur!
Spor, hayatın olmazsa olmazlarındandır, bilindiği üzere spor, insanda serotonin denen mutluluk hormonlarının artmasına ve salgılanmasına yol açar ve kendimizi daha iyi hissetmemizi sağlar. Bir örnek vereyim: Geleneksel Türk Okçuluğu ile uğraşıyorum ve kadınlar kategorisinde okçuluk eğitmenliği yapıyorum. Bu sporu ilgi duyanlara da tavsiye ederim, çok keyifli ve elit bir spor.
Eğer hasta olmak istemiyorsanız hayatı üzgün yaşamamaya çalışın!
Mizah.
Kahkaha.
Huzur.
Mutluluk.
Bunlar, sağlığa güç verir ve daha uzun bir yaşam getirir.
Mutlu kişi, yaşadığı çevresini geliştirir, değiştirir ve güzelleştirir.
İyi mizah bizi doktorun elinden korur.
Mutluluk yaşadığımız şeylerle değil, bizim düşüncemiz ve olaylara karşı bakış açımızla ölçülür.
Ortamına göre keyifli ve hoş sohbetler ve pozitif düşünceye sahip olmak birer mutluluk, sağlık ve terapidir.
BENLİĞİMİZ DÜŞÜNCELERİMİZLE OLUŞUR
Son olarak biz, düşündüğümüz şeyiz. Benliğimiz düşüncelerimizle oluşur. Düşüncelerimizle dünyayı şekillendiririz.
Hz. Ali, “Başkalarının başına gelmesini istediğin şey sana gelir, o yüzden sadece iyi dileklerde bulun!” demiştir.
İyilik düşün komşuna, iyilik gelsin başına.
Selam ve sevgilerle.
Bir dahaki sefere görüşmek dileğiyle.