Lübeck’e bağlı, 20 bin nüfuslu Travemünde kasabası, bu yıl 135’incisi düzenlenen Travemünde Haftası'nın kapanış şölenine ev sahipliği yaptı. Yaklaşık 600 bin ziyaretçinin akın ettiği etkinlik, şehrin kültürel zenginliğini bir kez daha gözler önüne serdi. Biz de bu vesileyle Lübeck Valisi Henning Schumann ve Belediye Başkanı Jan Lindenau’nun davetlisi olarak, dört yelken direkli tarihi PASSAT gemisinde düzenlenen kabul törenine katıldık.
Feribotla Priwall’e geçerken, Finlandiya’dan gelen devasa bir yolcu gemisinin geçişini bekledik. Bugün, Kuzey Almanya’nın önemli bir kültür etkinliği sona eriyor. Bu tür bir kültürel haftayı geniş kapsamlı bir panayır olarak da adlandırabiliriz. PASSAT, Trave Nehri’nin Baltık Denizi’ne döküldüğü Lübeck körfezinde, Priwall’de demirlemiş durumda.
Vali Schumann, davetlileri zarif eşiyle birlikte karşıladı. Davet için teşekkür ettik, bize de katılımımızdan dolayı teşekkür edildi. Tanıdık simalarla hoş sohbetler gerçekleştirdik. Vali Schumann’ın selamlama konuşmasının ardından, parmak uçlarıyla yenebilen ikramlarla konuklar arasında samimi bir atmosfer oluştu. Bu sırada, ben de üyesi olduğum “PASSAT’I KURTARALIM/YAŞATALIM” derneğinin yönetim odasına giderek, gemi ile ilgili bilgilerimi tazeledim.
PASSAT gemisi, Hamburg tersanesi Blohm&Voss’ta inşa edilmiş ve 24 Aralık 1911’de suya indirilmiştir. 34 kişilik mürettebatıyla ilk seferine çıkan gemi, 1957 yılına kadar Güney Amerika’dan Almanya’ya çeşitli tahıl ürünleri taşımıştır. 1959 yılında Lübeck Senatosu tarafından satın alınan PASSAT, bugün bir müze gemisi olarak hizmet vermektedir. Düğün törenleri ve öğrenci gezileri için de sıkça ziyaret edilmektedir.
Saat 22:45’te, kasabadan atılacak havai fişeklerle Travemünde Kültür Haftası’nın kapanışı yapılacağını öğrendik. Ancak, son toplu ulaşım araçlarını kaçırmamak için bu şöleni bekleyemedik. PASSAT’ın kuzeyinde, Trave Nehri’nin Baltık Denizi’ne döküldüğü yerde, yaz aylarında çalışan yolcu feribotuyla kasabaya döndük.
Kuzey kordonda biraz dolaştıktan sonra, sahil boyunca sıralanmış çadırlarda satılan yiyecek, içecek ve hediyelik eşyalara göz attık. Sahilde kurulan müzik sahnelerinden gelen gürültülü müzikler eşliğinde, kravatsız dolaşmanın rahatlığını yaşadım. Cafe Junge’de içtiğim bir fincan kahve eşliğinde yazıma son rötuşları yaptım ve biraz gecikmeli gelen otobüsümüze yetiştim. Geriye dönüp baktığımda, gökyüzünü aydınlatan havai fişekler şehri büyülü bir atmosfere bürümüştü.
Travemünde'nin Kumarhane Hikayesi
Bu vesileyle, Travemünde'nin geçmişine dair bir hikayeyi de paylaşmak istiyorum. 1980'li yıllarda, Travemünde kasabası kumarhaneleriyle de ünlüydü. Almanya’da çalışıp kazandıkları parayı gazinolarda harcayan bazı vatandaşlarımız, eşlerinin gazinolara şikayetleriyle karşılaşırdı. Kumarhane müdürleri, bu kadınların şikayetlerini dikkate alarak, kumarbaz eşlerin fotoğraflarını kapıdaki görevlilere verir ve bu kişilerin içeri alınmamasını sağlardı. Böylece, kadınlarımız kumarbaz eşlerini kumarhanelere şikayet ederek yola getirmeyi başarmışlardı.
Bu hikaye, umarız ki kumarbaz eşleri olan tüm kadınlara bir öğüt olur.